26 Aralık 2012 Çarşamba

.BÖYLE Mİ? OLACAKTI.(İ.İ.e)

BÖYLE Mİ? OLACAKTI.(İ.İ.e)

Bir zamanlar önümde rehberimdim.
Bir zamanlar arkamda desteğimdin.
Ne zaman önümden çekildin, yolda düştüm.
Ne zaman arkamdan desteği çektin düştüm.

Dedin ki; kendi ayakların üstünde dur.
Durmak istedim, düşürdüler eli ayağa.
Bir daha da hiç kalkamaz oldum ayağa.
Ayakta kalmak için çok direndim bayağa.

Hani ben büyümüştüm?, bak yine düştüm.
Kalkmak istedim, çelmeye takılıp düştüm.
Bir zaman ben bir güçtüm, şimdi eli ayağa düştüm.
Bu hayat yolunda ben, hep bir yere takılıp sürçtüm.

Yakından olmaz sa, uzaktan desteğiniz lazım.
Dünyalık olmasa da, manevi desteğiniz lazım.
Dünyada olmasa da, ahrette desteğiniz lazım.
Referanslar yetmiyor, bizzat desteğiniz lazım.

Hani bizi iyi şeyler gösterip, daha iyi olacaktı?.
Hani kendisi için istenilen ..içinde istenecekti?.
Hani insanlar hep kardeş olacaktı?.
Hani acı ve tatlı eşit paylaşılacaktı?.

Hani kardeş açken, kendisini aç hissedecekti?.
Hani nefisler, kardeşler için feda edilecekti?.
Hani bir sonra ki günler daha iyi olacaktı?.
Hani anlatılanlar sinede ma kez bulacaktı?.

Hep başlangıçta güzel, sonunda kötümü olacaktı?.
Başta dost olanlar, sonunda düşman mı olacaktı?.
Kimileri ağam paşam, kimi de garip mi olacaktı?.
Anlayamadım, yalan dünya hep böyle mi olacaktı?.

Rehberimiz ümit vadetmeseydi, ümidimi yitirecektim.
İmanım olmasa, şu yalan dünyada aklımı yitirecektim.
Sevdiğim insan olmasaydı,.....................bitirecektim.
Az da olsa, vefalı dost olmasa, sağlığımı yitirecektim.

Söyleyeceklerimi tam söylemedim, dilim tutuldu.
Yazacaklarımı tam yazamadım, kalemim tutuldu.
Galiba niceleri gibi, bu garip Bayram unutuldu.
Hatırlatayım dedim, dilim elim ayağım tutuldu.

Bayram TUNCA
15.07.2000

GİDEN , GERİ GELMİYOR

USANDIM HAYATTAN,SENİ BANA VERMİYOR
ANLADIM Kİ CANIM,GİDEN GERİ GELMİYOR.
TAŞLAŞMIŞ YÜREKLER,YAR KADRİNİ BİLMİYOR
ANLADIM Kİ GÜLÜM,GİDEN GERİ GELMİYOR.

Elimde Sazım, Evimde Kızım Olsaydı,

Elimde Sazım, Evimde Kızım Olsaydı,

Elimde bir sazım olsaydı.
Evimde bir kızım olsaydı.
Anlatsaydım, sazımı kederimi.
Anlatsaydım, kızımı kaderimi.

Bilmem, derman olurmuydu sazım.
Bilmem, derman olurmuydu kızım.
Bilmem, ferman olur mu bu sızım.
Öldürecek beni, bu dert, bu sızım.

Elimde bir sazım olsaydı.
Evimde bir kızım olsaydı.
Halimi-hatırım sorsaydı.
Ömür boyu adaş olsaydı.

Ben bu hallere düşer miydim?.
Ben bu dünyayı küser miydim?.
Nereden bileyim, vefasız olacağına.
Bilseydim, düşer miydim; kucağına.

Bilmem ki ne yapmalı yanan ocağına
Allah düşürmesin, bir daha kucağına
Allah düşürmesin, bir daha sıcağına
Bir daha uğramamak lazım bucağına

Ne yapayım, kızım değil, oğlum oldu.
Bir ........kızı sevdim, işte böyle oldu.
Ne yapayım, sazım değil, kederim oldu.
Evvel böyle değildi, şimdi bana ne oldu.

Soldu benzim soldu, doldu ömrüm doldu.
Evvel böyle değildi, şimdi bana ne oldu.
Ne olduysa, ......kızını sevdiğimde oldu.
Hasretiyle, aşkıyla, boğdu beni, boğdu.

Bayram TUNCA
18.06.2000

GÜL DUDAKLIM

YETER,BİTSİN BU HASRET
GEL BANA,GÜL DUDAKLIM.
SENSİZLİK,BANA GURBET
GEL BANA,GÜL DUDAKLIM.

GEL,BERABER OLALIM
AŞK SELİNE,DALALIM.
SARARALIM,SOLALIM
SEV BENİ,GÜL DUDAKLIM.

BAŞIN,OMZUMA DAYA
KOLUN,BOYNUMA DOLA.
ÖPEYİM,DOYA DOYA
GÜL BANA,GÜL DUDAKLIM.

yüreyimdeki yabancı.....

olmazsa olmaz sevgiler vardır ya
işte bende onlardan birindeyim
yabancı bu sevgi yüreyime
aykırı benim tüm benliyime
tutmak ellerini bakmak derya gözlerine
yabancı tüm bunlar benim o minicik yüreyime..

sanmaki mutluluk uzun sürecek

ümitlenme sakın o mutlu günler geri gelmeyecek
bendeki günleri arayacaksın
bulamıyacaksın biliyorum
benim bir eşimi
acılarla yaşayacaksın
bana ihanet edip ellerin oldun
sanmaki hep mutlu yaşayacaksın
tüm kara gecelerde
umutsuzluklarda
kaybulacak yüreyin
alışmadıgın bir şey
ama sonsuza dek hep aglayacaksın

o tahta masa

bir deniz kenarında oturdugumuz
o masa evet tahta masa
senden vefalı cıktı sevgilim
ümitsiz aşkına kurban ettiyin ben
tüm sonsuzluklarda
savrulurken
senden de vefalı cıktı
o aşkkımızı yaşadıgımız masa
evet o tahta masa ......

ümitsiz aşkının eseri benim

bir deyil bin canla sevmiştim seni
soldurdun ne yazık tüm ümitlerimi
yaşayan ölüye benzettin beni
katilim sen oldunh bayramın olsun
kader senden yana aşk senden yana
anladım mutluluk yasakmış bana
elveda aşkkına elveda sana
gidiyorum işte bayramın olsun

unutulmak

ne unutulmak ister insan nede unutmak
..sonsuzlugun pencesinde
yaşarcasına
savaşır hep unutulmamamk ve unutmamamk için
ama kaybolub gider ansızın
tüm hafızadaki
günler er geç unutur insan .....

aşk buymuş

Aşık olmak nedir bilir misinSen hiç aşık oldun mu
Aşık olup da sabahlara kadar ağladın mıO çaresizliği hiç tattın mı
Aşk buymuş işteHava kararıncaHerkes yatıncaO sessizliği hiç tattın mı
Saatin durduğunu gördün müZamanın geçmediğini hissettin miAşk buymuş işte

kader de buda varmış

senin için ağlamam
seni deliler gibi sevmem
boşunaymış demek
boşunaymış güzelim boşuna
bir telofonunu bekliyorum
bir yazı ile kağıdını
birde ölüme giderken
dur yapma sesini bekliyorum
ama güzelim her şey
aşkımız erişilmez sevgimiz
hepsi yokmuş
tek ölüm gerçekmiş
sanmaki güzelim isyanım sana
sana değil be güzelim
bu kadar seven birisi
ne yaparsa yapsın
sevdiğine isyan edermi
benim isyanım kadere
ne yapayım sevip sevipte
sevilmemekte varmış
bekleyip bekleyipte
ellerim boş dönmekte varmış
ne yapayım
günlerim beklemekle geçiyor

^^cicim^^

Ne yapayım be cicim
ben böyle biriyim işte
sevince bir kere
ve sonsuza kadar seviyorum
ne yapayım
kalbime söylesen neden
gitti seni sevdi
bende cicim dedim
ne yapayım cicim sevda işte
bir kere sevince insan
bir daha unutamıyormuş
bende unutamıyorum işte

^gözler varya

Gözler varya bakışan gözler ağlayan gözler aşkımı anlatan gözler gözler varya
yılları saniyeye sığdıran beyne hükmeden bir baktınmı bir daha bakan
gözler işte senide gözler gözler varya sana dilimle söyleyemediğim
o yüce aşkımı anlatan her şeyi söyleyen asla yalan söylemeyen o gözler işte
gözler varya seni severken ağlayan her ağladıkça senin aşk gölünü
dolduran gözler gözler varya bir saniye gülen günlerce ağlayan gözler
her zaman san bakan gözler

ÖPÜŞEN YILDIZLAR

Hani seninle karanlık olunca
o bizim yere gider
sabahlara kadar seninle
yıldızları seyrederdik
hani seninle yıldız tutardık
vesin tututuğun yıldızla
benim tutuğum yıldız
bir birleriyle öpüşürlerdi
o zaman ikimizinde gözleri yaşarırdı
bu yaş aşkımızın gözyaşıydı
hani seninle güneş doğunca
o bizim yaşlı çınarın dibine gider
ve o yeşilliklere otururdum
ve sen benim dizime yatardın
hani seninle hayellere dalardık
hani evlendiğimiz zaman boş ver
ne oldu o günlere güzelim
geridemi kaldı yoksa ilerdemi
nerelere gitti güzelim
şimdi yoksun sende
akşamları ben yine aynı yedeyim
tek başıma yıldız tutuyorum
ve o yıldız çok uzaklardaki
bir yıldızla öpüşüyor
ve o zaman anlıyorumki
sende uzaklardanda olsa
beni seviyorsun be güzelim
uzaklardada olsan kalbimiz bir
sende unutmamışın beni
ve uzaklardan sende
benim gibi bu gece vakti
bir yıldız tutuyorsun güzelim
ne yapalım kader utansın

KALBİM SEVİYOR DİYOR GÜZELİM

Sevmeyeceğim seni diyorum vefasızı unutacağım diyorum
sana bir daha bakmayacağım diyorum ama yapamıyorum güzelim
yemin ettim senin ismini söylemeyeceğime ama yeminimi tutamadım
istediğim gibi olmadı işte yine seni seviyorum işte
senin o evinin önünden geçerken sana bakmamaya kendi kendime söz verdim
seni görünce boynumu eğecektim ama sözümü tutamadım benim gözlerim bakmıyordu
ama şu zavallı kalbim deli gibi sana bakıyordu
gözlerim seni görmedikten gelsede kalbim hissediyordu senin yakınlığını
her sana yakınlaştığımda boynumu aşağı eysemde kalbim yanıyordu bir volkan gibi
saklayamıyordum ondan seni artık sana kızmayacaktım artık ağlamayacaktım
senin için yumruğumu sıkmayacaktım ve olanca gücümle kalbime vurmayacaktım
şimdi gözlerimden yaşlar akıyor ama güzelim yüreğim kan ağlıyor senin için
ben senin için hasta olmuşum sanki senin umrundamıki seni bir gün görmesem
içim yanıyor canım sıkılıyor seni görüncede daha çok yanıyorum her seni görüşte
kalbime kan yerine senin aşkını pompalıyor tüm vücudumu teslim alıyorsun
artık düşünemiyorum kalbim istediğini yapıyor ben unuttum o vefasızı desemde
seni artık sevmiyorum desemde olanca gücümle sevmiyorum seni diye bağırsamda
bedenim toprağa karışsada kalbim seviyor diyor güzelim

KIRIK KALP

Oturduk bir yere
Sadece o ve ben
Oturduğumuz yerin
Ne önemi vardı sanki
İkimiz de seviyorduk birbirimizi

Onun gözlerinden okuyordum
Bir şey söylemeye çalışıyordu
Ama başaramıyordu anlamıştım
İçimden şimdi söyleyeceğim
Geçirip döküyordu
Ama bir türlü söylemiyordu

Ben gülüyordum sinirden
Söyle ne söyleyeceksen
Ben söyleyeceğini anladım
Ama dudakların şahit olsun
Onun için senin söylemeni bekliyorum
Aynen bunları söyledim

O da söylemek zorunda kaldı
Ben başkasını seviyorum dedi
Benim elimde bardak vardı
Sinirden elimi sıkmaktan
Bardak paramparça olmuş
Elimden kanlar akıyor

Benim haberim yok
O ise telaşlanmış
Ne yaptın diyordu
Ben böyle olmasını istemezdim
Elin kanıyor sil şu bezle dedi

Ne önemi var ki elimin
Benim kalbim kan ağlıyor
Elimi düşünen kim
Sen kalbimi kırdın
O kalp aynen bardak gibi
Bir daha yerine gelmezsin
Ve kalktım gittim ordan

Ona inat tek kelime etmedim
O sessizliğim ona yeterdi
Hem de ilelebet içinde kalacaktı
Yavaş ve sessiz adımlarla
Uzaklaştım ordan sonsuzluğa
Kalbimde sen vardın başkası değil



-------------------

KAN ^^aglayan güneş

Güneş yavaştan batıyordu
her taraf kan gölüne dönüyordu
ortalık kırmızılaşmıştı
sanki güneş kan ağlıyordu
caminin minaresi
o kan ağlayan güneşi
ikiye bölüyordu
minareden kanlar süzülüyordu
sanki o minarenin
ikiye böldüğü güneş
ikimize benziyordu
hiç bir zaman o güneş
birleşmeyecek gibi
binaların gölgeleri
güneş uzaklaştıkça
üzerime üzerime geliyordu
korkuyordum o karanlık gölgelerden
çünkü sensizdim
ya sensiz o karanlık beni sararsa

SON BULSUN ARTIK

Allahım bu bana verilmiş
bir suçmuydu onu sevmek
yoksa bir ödülmü
yoksa hiç bir şeymiydi
neydi be allahım
neden acı çekiyordum
beni sevmediği halde
bir vefasız için
kalbim neden yanıyordu
neden be allahım
bu işkence neden
neden cezamı çekiyorum
her gün her gün ceza neden
daha ne kadar
ne kadar allahım
bana verilen bu ceza
ne kadar sürecek
şu zavallı kalbim
şu gariban yüreğim
bu acıya ne kadar dayanacak
bitsin allahım bu ceza
hayatım son bulsun artık

SARIŞINA SON ŞİİR

Yapamıyormuş insan
bende seni başkasıyla görünce
tekrar sevememya sarışınım
benden bunu isteyemezsinya
istediğim gibi olmuyormuş demek
sevemiyormuş insan
bende artık seni sevemiyorum
sana bakamıyorum sarışınım
seni başkasıyla gördükten sonra
o an büyün bozulmuştu
seni o gördüğüm an
birden bedenim ürperdi
kortum birden
sanki rahatlamıştım
vücudumdan bir an ter boşandı
hepsi bir kaç saniyede olmuştu
o an işte sarışınım
ruhumdan birisi çıktı
oda senmişin sarışınım
kendi ellerinle kendi sevgini yok ettin
bu benim ölümsüz aşkıma
o an bir kurşun sıktın
buda sana son şiirim sarışınım
bir daha benim için yoksun
senden bana kalan hiç bir hatıra yok
o sonsuz sevgimde yok artık
sana sarışınım tek bir şey diyeceğim
içim kan ağlayarakta söylesem
sana sevdiğinle ömür boyu
mutluluklar dilerim sarışınım

SARIŞINIM ÖLDÜ

Ben seni her daim sevdim
ve ölünceye dek sevecektim
ama o saflığınla temizliğinle
ama şimdi sen o eskisi değilsin
sen benim umutlarıumdaydın
seni rüyalarımda yaşatıyordum
hayellerimde sen vardın
zaten kalbime ilk demir atanda sendin
yüreğim hep senin sevginle yandı
ve ruhumlayaşıyordum seni
ama sarışınım
sen rüylarımı aldın
hayellerimi yok ettin
umutlarımı kendi ellerinle öldürdün
geldin kalbimede bir kiprit çaldın
ve ruhumu aldın benden
bana hiç sormadın bile
ben yinede hiç bir şey demedim
zaten ben seni sensizlikte yaşıyordum
her şeyi kabullenmiştim
ama sarışınım bunu kabullenemezdim
seni başkasıyla görmeye dayanamam
seni başkasıyla görünce
o an sen kendi ellerinle
benim içimdeki kendini öldürdün
artık sen yoksun sarışınım
sen benim içimdeki kendini
öldürdüğün an yeni birisi doğdu
o sevgimizin aşkımızın yerini
kin ve nefret aldı sarışınım
sen yaptın kendi ellerinle
bundan sonra sana bakamam
seni artık sevemem
artık o sonsuz sevgim yok
bunları benden isteyemesinya
sen olsan severmisin tekrar
senden bana artık
ne aşkımız kaldı
nede sevgimiz
hepsini sen yok ettin
senden bana tek şey kaldı
o senin kendi ellerinle
benim içimdeki seni öldürdüğün zaman
benim içimde mezarın kaldı
artık sarışınım sen
benim içimdesin ama ölü olarak
korkma seni unutmamın imkanı yok
o benim içimdeki senin mezarını gördükçe
seni hatırlatyacağım be sarışınım
seni unutamam ama sarışınım sevememde
.....ÖNEMLİ NOT:(FİLİZ SEN DEYİLSİN BU :)))




-------------------

EBEDİ SEVGİ

Bu senin için ağlayan gözlerim bir gün gelir ağlamaz olur
bu senin için yanıp tutuşan kalbim bir gün yok olur gider
ama bu sevgim bitmez be güzelim bu senin aşkını gömdüğüm yüreğim
gün gelir kapılarını sonsuza dek kapatır hani seni gördükçe ürperen bedenim
bir gün toprak olur gider ama bu sevgim bitmez be güzelim
o sendeki güzelliğinde gün gelir biter o güzelliğinde seni terk eder
ama bu sevgim bitmez be güzelim her seni sevdilkçe
ellerimi sıktığım parmaklarım onlarda elbet yok olurlar
ama bu sevgim bitmez be güzelim sadece seni seven senden başkasını sevemeyen
şu zavallı kalbimde toprağa karışır ama bu sevgim bitmez be güzelim
gün gelir bu dünya yok olur bu kahpe felekte kaderimizde
geldikleri yere giderler birgün sende bende toprak oluruz
ama bu sevgime hiç bir şey olmaz o sevgi öyle sevgi değildir
benim sevgim ebedidir güzelim

YİNEDE

Güneş bir daha doğmasa
aşk bahçemize
bir daha yağmur yağmasa
yinede yinede seveceğim ben seni
her yürümeye çalıştığımda çölme taksalar
her ayağa kalktığımda tekme vursalar
dünya bana bir daha gülmese
bahtım her zaman kara olsada
yinede yinede seveceğim ben seni
kahpe felek darbesini vursada
şu kader seni sevdiğim için
hep beni ağlatsada
yinede yinede seveceğim ben seni
kalbim hep yansada
yüreğim bu acıyı kaldırmasada
ellerim hep boş kalsada
yinede yinede seveceğim ben seni
ağlamaktan gözlerimden eser kalmasada
saçlarımda siyah denen bir şey olmasada
seni her görüşümde
yüreğime hançer saplansada
yinede yinede seveceğim ben seni





-------------------

^MEZARIMA GELİRMİSİN GÜLÜM

Bir gece vakti olsa
bir gün doğarken olsa
elin kandada olsa
mezarımın baş ucuna
ölünce çağırsam gelirmisin gülüm
senin sevgin için ağlasam
silermisin gözyaşlarımı
bağırsam feryadımı duyarmısın
tutarmısın ellerimden
okşarmısın saçlarımı gülüm
mezarımın baş ucuna
ölünce çağırsam gelirmisin gülüm
mezarımın üzerinde bitmiş
o gülleri,çiçekleri ve otları
gözyaşınla sularmısın gülüm
mezarımın baş ucuna
ölünce çağırsam gelirmisin gülüm
cehennem ateşinde yansam
gelipte elimden tutarmısın
o ateşten çıkarırmısın beni
mezarımın baş ucuna
ölünce çağırsam gelirmisin gülüm
evlensende gülüm
çocuklarında olsa
yaşlansanda ayakta duramasan
sesimi duyarmısın
mezarımın baş ucuna
ölünce çağırsam gelirmisin gülüm
senin aşkın için çarpan
şu kalbimin sesini duyarmısın
senin aşkın için yanan
şu yüreğime su serpermisin
serpermisin gülüm serpermisin
mezarımın baş ucuna
ölünce çağırsam gelirmisin gülüm
çağırsam seni gülüm
gelip bu şiirimi
baş ucumda okurmusun gülüm
sana bağırsam
seni seviyorum diye duyarmısın
mezarımın baş ucuna
ölünce çağırsam gelirmisin gülüm
mezarıma gelipte
mezarımın üstüne
kendi ellerinle gülüm
bir zamanlar yok ettiğin umutları
ekermisin gülüm ekermisin
mezarımın baş ucuna
ölünce çağırsam gelirmisin gülüm
mezarıma gelipte
mezarımın taşını silermisin
benim için bir dua
okurmusun gülüm okurmusun
mezarımın baş ucuna
ölünce çağırsam gelirmisin gülüm
öldükten sonrada olsa
yalancıktanda söylesen
o dudaklarında iki kelime
seni seviyorum dermisin
dermisin gülüm dermisin
mezarımın baş ucuna
ölünce çağırsam gelirmisin gülüm
şu TOLGA için
ağlarmısın be gülüm
gözlerinden yaşlar akarmı
bu adam benim için öldü dermisin
dermisin söyle gülüm dermisin
mezarımın baş ucuna
ölünce çağırsam gelirmisin gülüm
sen beni gülüm
ölmeden hiç sevmedin
öldükten sonra bari
severmisin gülüm severmisin
mezarımın baş ucuna
ölünce çağırsam gelirmisin gülüm
mezarımın başına gelipte
benim için ağlarsan
o güzel gözlerinden
benim için yaşlar aksa
bilki güzelim o an
ruhum o a mezardan çıkar
ve o yaşlarını silerim gülüm
seni zerre kadar inciltmeden silerim
mezarımın baş ucuna
ölünce çağırsam gelirmisin gülüm
öldükten sonrada olsa
gel gülüm benim mezarıma
sen bilirsin be gülüm
ben her zaman beklerim
mezardada olsa
öldükten sonrada olsa
ben seni beklerim be gülüm
mezarımın baş ucuna
ölünce çağırsam gelirmisin gülüm
bir kış günüde olsa
uzak diyarlardada olsan
sende benim gibi ölsen
ben çağırsamda
ruhunlada olsa
gelirmisin gülüm gelirmisin
mezarımın baş ucuna
ölünce çağırsam gelirmisin gülüm





-------------------

AYAK ÜSTÜ YAŞANMIŞ AŞAK HİKAYELERİ

HER DURAKTA ÖLÜMSÜZ BİR AŞK EDİNECEĞİM
BİR BAKIŞTAN BİR DURUŞTAN
ÇAĞRIŞIMIN SONSUZ HIZINDAN
UNUTULMAZ BİR SEVGİLİ DAHA BIRAKACAĞIM ARDIMDA
BELKİ DE YAŞANABİLECEK EN UZUN SERÜVENİ TERK EDECEĞİM
DAHA OTOBÜSÜN İLK BASAMAĞINDA
KİM BİLEBİLİR Kİ?
SONRAYI, SONRASINI KİM BİLEBİLİR?
GİZLİ GİZLİ VEDA EDECEĞİM ONA, GÖRMEYECEK
VE BU DUYGUYLA BURKULMUŞ YÜREĞİM
OTOBÜS CAMINA BAĞRINDA KANLI BİR OK İLE
BİR AŞK LEVHASI ÇİZECEK, AH MİN-EL
BU DA ÖTEKİLER GİBİ KENDİSİNİ ÖLESİYE SEVDİĞİMİ BİLMEDEN
YAŞAYIP GİDECEK

BİLARDO TOPLARI

Ayrıldığımız gündü.
Mutfaktaydık, buzdolabının yanında, kapısı açıktı, herşey bambaşka
görünüyordu yüzüne vuran o soğuk ışıkta
"Biliyor musun " dedin. "Sen neye benziyorsun biliyor musun?"
Epeydir aradığın bir şeyi bulmuş olmanın hem sevinç, hem keder veren
gizli bir an için bulandırmıştı yüzündeki tedirginliği, kırgınlığı.
Sis ışığa çıkmıştı. Sonra yavaşça çevirip başını yüzüme baktın kuyuya düşmeye
benzeyen derin bir korkuyla.
"Neye?" dedim,yan yanayken yaşadığımız ayrılığın adını sorar
gibi,"Neye?"
"Bilardo toplarına."
"Neden?" dedim.
"Yazgını hep başkalarının ıstakalarının insafına bırakıyorsun da
ondan..."
Bir uçurum gibi derinleşen sessizlik o an başlamıştı bile bizi
birbirimizden uzaklaştırmaya.
Beni terk etmeden önce yaptığın son konuşma oldu bu.
Sonra iki arkadaşım geldi,birinin omzunda ağladım,hangisiydi
şimdi
hatırlamıyorum. Sonra birlikte başka bir kente gittik,anlarsın ayrılığın
ilk
günlerinde o eve katlanamazdım, sonra ben başka aşklara, sonra başka
evlerin
duvarlarına başka takvimler aştım
Şimdi ne zaman birinden ayrılsam ıstakaların sesi patlıyor
kulaklarımda
ardından bilardo topları
dağılıyor dört bir yana
Seni hatırlıyorum o soğuk ışıkta bir daha
bir daha
bir daha

ISSIZ TAPINAK

gel ve yalnızlığınla durul kapıp koyverme koyu ellerini tapınağımdan
sessizce ölme öleceksen uslu bir çocuk gibi kurtar beni soytarılıktan
suskunluğum güzel gelir insanlara belki acıbadem kırsam sokaklarda
daha inandırıcı olurdum birden büyümediğime
çuvaldızlar batırabilirim baldırlara bakılmasın körpe gözlerime
ihanetin gel-gitleri oturur gözbebeklerimde eşgalin belirlenir tutuklanırsın
hapsolduğun halde canevlerime uykunu böl ve gel gel ve yalnızlığınla durul
esrarını yitirmiş tapınağımda mutluluğu unut önce mutlu olacaksan
kalbini koy kalbime kır vurduğun kapıları sevgilim
onarilabilir yaralarımı okşa ve gir ıssız tapınağa.

DÖNÜŞ

Çok oldu değil mi? Ya da çok geç kalındı.
dönüşe giden yol. Beklenildi.
olduğu gibi yaşamın içinde, günün sıradanlığında,
Belki de Bir bardak su içimine kadar.
Ama özlenildi bir umutla, özlenildi bir çırpıda
özlenildi bu dönüşe giden yol
varılana dek...

HER DAİ

Küçük bir çocuk

Bir kibrit yakar karanlığa

Oynaşir yüzünde gölgeler

Gülümserken aydınlığa.

Genç bir adam

Ölüm vadisindeki evde

Oyar kulaklarını sessizlik

Otururken çivi üstünde.

Otuzunda bir adam

üç adımlık odasında

Bakar bir karışlık penceresinden

Tutkusundaki sonsuzluğa.

Düşler tutkunun bütün düşlerini

Karşidaki ovada.





-------------------

ASKERLİKTEN HATIRALAR

Hissen yok bu akşamda senin,
sen öğleden beri
bu renk renk
bu çeşit çeşit söylenen şarkının
artık haricindesin.

Tankın gölgesi uzandı üstüne kadar,
nerdeyse, habersiz gün batacak.
Tamamen çekmiş göğsünden akan kanı
büyük ve mütehammil toprak.
Her şeyin ne kadar şikâyetsiz
saatin hâlâ işliyor bileğinde,
onu akşamdan akşama kurardın,
tabii biraz sonra duracak.

Bugün günlerden cumartesi,
dün yazdığın mektup,
ancak, dört gün sonra eline değecek karının.
Senin orada eskisi gibi sesin işitilecek,
sesin teselli edecek
düşünür gibi gülecek,
kıscaca: Yaşayacaksın.
Çocuğun o akşam yazdığı cevapta
bahsedecek çiçek açtığından
bahçenizdeki ağaçların.
Güneş battı,
yıldızlar doğacak biraz sonra,
şimdi karnın acıkmış olacaktı.
Çantanda tayının ve konserven var,
cebinde, yemekten sonra içecek sigaran.

Düşman bozguna uğratıldı arkadaş,
mısralarımda olsun uyan!






-------------------

KEDİ AKLI

Bir diyeceğim yoktu hüzünden yana
Yıpranıyordu kötü kadınlarda aşkım pis karanlıklarda
Yetmiyordum yeni insanlara yetişemiyordum
Ölür kalırdım belki de sokak aralarında bir kenarda

Kimin umurunda dedi ama kendimi inandıramadım buna da
Yakışmıyordum eski pencerelere yosunlu sulara
Ölür kalırdım belki de sokak aralarında bir kenarda
Uyandırılacak çocuklarım vardı uyuyorlardı uykularında

Çok mu yaşamıştım az mı ölmek hakkım mıydı yıl varken
akşamlara
Bu kedi nerden çıktı demeyin kapı aralıktı ben bıraktım da
Okşayacak bir şey ister ellerimiz kendi sıcaklığında
Yıpranıyordu kötü kadınlarda aşkım pis karanlıklarda

Ne iyi etmişim aldım düşündüm kedilerin yarı ak yarı kara
aklında
Kedi işte kedi boğuyordu yavruyu engel görünce aşkında
Çekilmemişti denizlerim
Döndüm hırpalanmış geceden dayanıklı aydınlıklara
Ağlanır kedi yavrularına çocuksuz anaların arasında
Bu kedi nerden çıktı demeyin kapı aralıktı ben bıraktım da
Uyandırılacak çocuklarım vardı uyuyorlardı uykularında
Ne iyi etmişim uyur uykularında

DAHA ÖNCE NERE DEYDİNİZ

Bir bahar akşamı rastladım sizeSevinçli bir telaş içindeydiniz
Derinden bakınca gözlerinizeNeden Başınızı öne eğdiniz?
İçimden uyanan eski bir arzuDedi ki yıllardır aradığın işte bu
Şimdi soruyorum büküp boynumuDaha önceleri neredeydiniz

HATIRLA SANA

Hatırlasana
Hani bana söz vermiştin
O akşam ayrılırken
Döneceğim demiştin
Yıllar geçti
Bekledim boş ümitlerle
Hatırlasana
Hani bana söz vermiştin
O akşam ayrılırken
Seviyorum demiştin
Yıllar geçti
Bekledim boş ümitlerle
Duydum ki bugün evleniyormuşsun
Artık başkasının oluyormuşsun
Gücüm kalmadı dayanmaya
Ağlamak istiyorum
Doya doya
Hıçkıra hıçkıra
Hatırlasana
Böyle mi söz vermiştin
O akşam ayrılırken
Seviyorum demiştin
Yıllar geçti
Bekledim yaşlı gözlerle
Duydum ki bugün evleniyormuşsun
Artık başkasının oluyormuşsun
Gücüm kalmadı dayanmaya
Ağlamak istiyorum
Doya doya
Hıçkıra hıçkıra.

UÇUK MAVİ

yelin suyla öpüştüğü zamanlara saklıyorum kendimi bir damladan denizlere varana
sular hep değişirken bengiledim yelimi şimdi okyanustayım unutsun göller beni
her yakamoz bir gülücük bebek yanaklarından ben uçuk mavimdeyim

CAN PERİM

yaşam bir diklenikmiş
olsun

karakışlarda açan
karçiçeğim var

dört yan sivrisinekmiş
olsun

yürekyaylamda uçan
kelebeğim var

dünya kor cehennemmiş
olsun

acıları kutsayan
canmeleğim var

insanlar şeytan cinmiş
olsun

gönlümü kanatlayan
bir canperim var

GEYİKLİ GECE.

Halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta
Her şey naylondandı o kadar
Ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı.
Ama geyikli geceyi bulmadan önce
Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk.

Geyikli geceyi hep bilmelisiniz
Yeşil ve yabanî uzak ormanlarda
Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan
Hepimizi vakitten kurtaracak

Bir yandan toprağı sürdük
Bir yandan kaybolduk
Gladyatörlerden ve dişlilerden
Ve büyük şehirlerden
Gizleyerek yahut döğüşerek
Geyikli geceyi kurtardık

Evet kimsesizdik ama umudumuz vardı
Üç ev görsek bir şehir sanıyorduk
Üç güvercin görsek Meksika geliyordu aklımıza
Caddelerde gezmekten hoşlanıyorduk akşamları
Kadınların kocalarını aramasını seviyorduk
Sonra şarap içiyorduk kırmızı yahut beyaz
Bilir bilmez geyikli gece yüzünden
"Geyikli gecenin arkası ağaç
Ayağının suya değdiği yerde bir gökyüzü
Çatal boynuzlarında soğuk ayışığı"
İster istemez aşkları hatırlatır
Eskiden güzel kadınlar ve aşklar olmuş
Şimdi de var biliyorum
Bir seviniyorum düşündükçe bilseniz
Dağlarda geyikli gecelerin en güzeli

Hiçbir şey umurumda değil diyorum
Aşktan ve umuttan başka
Bir anda üç kadeh ve üç yeni şarkı
Belleğimde tüylü tüylü geyikli gece duruyor.

Biliyorum gemiler götüremez
Neonlar ve teoriler ışıtamaz yanını yöresini
Örneğin Manastır@da oturur içerdik iki kişi
Ya da yatakta sevişirdik bir kadın bir erkek
Öpüşlerimiz gitgide ısınırdı
Koltukaltlarımız gitgide tatlı gelirdi
Geyikli gecenin karanlığında

Aldatıldığımız önemli değildi yoksa
Herkesin unuttuğunu biz hatırlamasak
Gümüş semaverleri ve eski şeyleri
Salt yadsımak için sevmiyorduk
Kötüydük de ondan mı diyeceksiniz
Ne iyiydik ne kötüydük
Durumumuz başta ve sonda ayrı ayrıysa
Başta ve sonda ayrı olduğumuzdandı

Ama ne varsa geyikli gecede idi
Bir bilseniz avuçlarınız terlerdi heyecandan
Bir bakıyorduk akşam oluyordu kaldırımlarda
Kesme avizelerde ve çıplak kadın omuzlarında
Büyük otellerin önünde garipsiyorduk
Çaresizliğimiz böylesine kolaydı işte
Hüznümüzü büyük şeylerden sanırsanız yanılırsınız
Örneğin üç bardak şarap içsek kurtulurduk
Yahut bir adam bıçaklasak
Yahut sokaklara tükürsek
Ama en iyisi çeker giderdik
Gider geyikli gecede uyurduk

"Geyiğin gözleri pırıl pırıl gecede
İmdat ateşleri gibi ürkek telaşlı
Sultan hançerleri gibi ayışığında
Bir yanında üst üste üst üste kayalar
Öbür yanında ben"
Ama siz zavallısınız ben de zavallıyım
Eskimiş şeylerle avunamıyoruz
Domino taşları ve soğuk ikindiler
Çiçekli elbiseleriyle yabancı kalabalık
Gölgemiz tortop ayakucumuzda
Sevinsek de sonunu biliyoruz
Borçları kefilleri ve bonoları unutuyorum
İkramiyeler bensiz çekiliyor dünyada
Daha ilk oturumda suçsuz çıkıyorum
Oturup esmer bir kadını kendim için yıkıyorum
İyice kurulamıyorum saçlarını
Bir bardak şarabı kendim için içiyorum
"Halbuki geyikli gece ortamında
Keskin mavi ve hışırtılı
Geyikli geceye geçiyorum"

Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum.

TELEPATİ

Bakıyorum, bakıyorum, bakıyorum,
Bakıyorsun, bakıyorsun.
Görmüyorsun,
Ama biliyorsun.

Söylüyorum, söylüyorum,söylüyorum,
Dinliyorsun,dinliyorsun.
Duymuyorsun,
Ama anlıyorsun.

Yazıyorum, yazıyorum, yazıyorum,
Okuyorsun, okuyorsun.
Hep susuyorsun,
Ama hissediyorsun.

Bekliyorum, bekliyorum, bekliyorum,
Gelmiyorsun, gelmiyorsun.
İstiyorsun,
Ama korkuyorsun.

Özlüyorum, özlüyorum, özlüyorum,
Özlüyorsun,özlüyorsun.
Söz veriyorsun,
Ama gelmiyorsun.

Seviyorum, seviyorum, seviyorum,
Seviyorsun, seviyorsun.
Bunu bir tek ben,
Bir de sen biliyorsun.

KEŞKE

Kuslar toplanmislar gocuyorlarKeske yalniz bunun icin sevseydim seni.

AŞKTA YARIN YOKTUR

Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili.
O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır.
Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur.
Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar.
Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler,
randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur.
Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili.
İnsan bir başka ışığa teslim olur...
Aşkta yarın yoktur sevgili.
Zaman ileri doğru değil, içeri,
yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir.
Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur.
Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur.
Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan@da Ganj Nehri@nin kıyısında yakılan
yoksul adamın hissettikleri de onunladır,
yitirdikleri de...
Newyork@ta, bir sokakta,
o kartondan kulübesinde yaşayan kadının
çıplak yalnızlığı da.
Her şey onunladır, ona emanettir sanki,
ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili,
kanımıza karışan ilkel acı,
o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı
hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum,
aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye.
Belki de bu yüzden ilk gençliğimde,
o yoğun aşık olduğum yıllarda,
gözüme uyku girmez,
dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri,
o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır,
insanları uykularından uyandırmak isterdim.
Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan
o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili.
Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer.
Sevdiğimiz insanların çocuklukları da...
Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer.
Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider,
hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır.
Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz,
evlere kapanır...
Bazen denizler, kıyılar çeker insanı.
İnsan bu kapılmayı anlayamaz,
oysa çok eski bir yerde yaşanmasından korkulup vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu.
Bu sızı, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara...
Bir insanın yaptığı bir hatanın tüm insanlara yayılması gibi...
İşte şimdi biz de sevgili,
ya olmadık zamanlarda umutsuzluğa kapılıp,
soluğu evlerde alacağız,
ya da denizler, kıyılar çekecek bizi.
Nasıl biz başkalarının korkaklığını taşıyorsak,
başkaları da bizim korkaklığımızı taşıyacak,
yenilgimizi, umutsuzluğumuzu...
Birazdan sabah olacak...
Para, tarifeler, beklentiler, randevular,
taksitler, iş, anneler ve korkular başlayacak...
Bunlar varsa ve bizim için geçerliyse aşk yoktur ve hiç olmamıştır sevgili.
Birbirimizi kandırmayalım...
Hadi güne hazırlan.
Yaşadıklarımızı unutmaya çalış.
Aşk bize güvenip verdiği büyüsünü,
sırlarını, cesaretini, bilgeliğini ve o ilkel,
o yaban ağrısını geri alacak.
Bunlar olurken içimiz bir an çok üşüyecek,
sonra geçecek...
Hadi, oyalanma birazdan yarın olacak...
Aşkta yarın yoktur sevgili...

BİR DAHA UYANMAZDIN

Martıların sana doğruyu

söyleyecekti

arzu tramvaylarına binmeseydin
Acıların seni yeni bir şehre

götürecekti

Yürüyüşüne vurulmasaydın...
Tuhaf, ele geçmez, tehlikeli bir

hayvandın

Şehrin yaban adamları sana öyle bakmasaydı uyur, bir daha uyanmazdın...

KAÇIYORUM

Ellerinden utanıyorsun.
Benim umutlu olmaktan utandığım gibi...
Gösterişli bir vitrin gibisin.
Ağladığını bir tek sen biliyorsun
Ağladıkca daha da ışıldıyor sahipsiz güzelliğin.
Bense hep yoldayım. Evim hiç olmadı. Kaçıyorum...
Sahipsiz güzelliğin verdiği acıdan kaçıyorum.
Kaçmaktan kaçıyorum.
Hiçbir şey istemiyorum.
Belki utandığın ellerini sadece...
Ellerin vitrinin dışında, nasıl da masum sıcak.
Alışmamışım mutlu olmaya ben,
Ellerini vitrine koyup, kendimden kaçıyorum

AŞK BAHCEMİZ

Biz aşk bahçemizi küçük tuttuk
seninle
içinde güvensizlik ağaçları
küstüm otları
kendini saklama çiçekleri
Özlem kirlibir kan gibi yüreklerimizi
boğmasın

yalnızlık karanllık bir orman gibi
çökmesin içimize diye

Biz aşk bahçemizi küçük
tuttuk seninle

KİM OLDUGUNU BİLMEDİYİM BİRİNE

Karşılıksız aşkının zehrini taşıyordu bana
Kokusu sinmişti inatçı ruhuma, kitalarıma, ellerime... Öyle çok öpüşürdük ki,
Ağzının tadıyla yerdim yemeklerimi...
Öylesine inanıyordu ki dünyadaki son aşkla beni sevdiğine,
Bir gün ansızın korkunç bir özlem duymaya başlamıştım
Kim olduğunu bilmediğim birine... Şimdi ağzımda karşılıksız aşkın o aç tadı...
Karşımda o... Yine hüzünlü, yine yenik... Ama eşitiz artık,
Damarlarımızda karşılıkız aşkın o zehirli kanı...

KÜNYEME KAZDIM

künyeme kazıdım ölü doğmuş sevinçlerini ölürsem beni seninle ararlar şimdi
bak incelirken zehirleniyorsun yavaş yavaş
beni, yanaşma ruhum boğuyor geceleri. ölürsem beni seninle ararlar şimdi
yüreğim paslı bir sarnıç gözyaşlarının demi hala avuçlarımda
sesleniyorsun sevdaların kilitlendiği yaşamak güçlü olmak değildir her zaman
künyeme kazıdım ölü doğmuş sevinçlerini ölürsem beni seninle ararlar şimdi

SEVİNÇSİZ ANI

Ölümüm kandil olacak, Akşamlar akşamlar akşamlar olacak Ben bu acılı baloda
Maskesini yitirmiş seferi şair Ben inançsız yolcu Bütün istasyonlarda
Kanlı rütbeler takılacak omuzuma
Bir kuşluk vakti dalgın atların hıncını düşünürken
Sen “Yalnızlığın bahçesini sulamış olacaksın” Ve gidiyorum...
Dudaklarımda bir nergis tadı Bak, kar izleri örttü bile,
Kendini iyi koru, bu kış çok uzun sürebilir.
Anılarım tutkularıma bağlıydı bilirsin Artık pişmanlık olsa da olur olmasa da.
Ne olursun sen hep böyle kal Varsın ellerim ellerinsiz kalsın.
“Ölümüm kandil olacak, akşamlar akşamlar akamlar olacak...”

yalnız kurt

Şimdi sen gideceksin, git* Güzelliğini, ulaşılmazlığını al ve git.
Bırak beni eski kışımda Yarınımı götür.
Gençliğin o yara almaz bencilliğine git.
İçinde gitgide büyüyen o yalnızlık kurdunu
Güzelliğine dadanan o hastalıklı hüznünü Bırak ve git...
Kibirli arzularına, altın gölgedeki kusursuz yüzüne... Yıllar sonra yaşayacağın
Unutuluşları, o acımasız kışları bırak ve git...

İSİMSİZ

Çok uzaklarda tanıdığım,

Yada tanımaya çalıştığım bir insan var.

Çok uzaklarda hayallerle yaşayan.

Hep aşkı arayan.

Ama bulamayan.

Bir insan var uzaklarda.

Bir gölün kıyısına çekilmiş.

Sevgilisini karanlık gecelerde bekleyen.

_____

Gecenin karanlığında yıldızların ışığıyla kaybolmak ve seni aramak.

Bir masalın içindeyim şimdi.

Hayallerin süslediği.

ZAMAN

Zaman, bir kum taneciği gibi elimden kayıp gidiyor.
Rüzgar hepsini uzaklara uçuruyor. Yerlerine yenileri geliyor.
Tıpkı insanlarda olduğu gibi.

ENDİŞE

vallahi basmaya kiyamiyorum
o güzelim kar kirlenir diye korkuyorum...
bir kez karardi mi beyazlik,
kolay kolay aklanmaz, biliyorum..

ALIŞTIR KENDİNİ YALNIZLIGA

Alıştır kendini biraz yalnızlığa...
Şöyle bir sağdan
Bir de soldan bak / Ara sıra
Yatağın senden uzun olsun
Düşlerin senden uzak
Ve /
Her bir kelime
Dilinde bir tuzak
Bak /
Yer gök yapayalnız
Lodos kendisinde
Poyraz yağmura gebe değil
Bu hep böyle ...
Ne sudan nefes aldın
Ne havayı içebildin
Sevdin / Sevdin /
Belki sevdin ama
Alıştır kendini biraz /
Yalnızlığa

BU GECE SANA GELECEK

bu gece bir konuk gelecek sana
ıtır kokulu gün odana indiğinde
pencerende solgun yüzüyle belirecek
sana bu gece bir konuk gelecek

yorgun gülüşünü tanımasan da
sürgünde söylenmiş şarkılar gibi
yüreğine sessiz bir yağmur düşürecek
sana bu gece bir konuk gelecek
günün bir ucundan ölüm giriyor
bedenin üşüsün de yüreğin üşümesin
özlemler uçururken coşkulu sesin
sana bu gece bir konuk gelecek

erinçli yazlar da gelir kavuşursun
ev içlerinin tutkulu sessizliğine
beyaz kuşlar gibi uykular süzülecek
sana bu gece bir konuk gelecek

kadınım benim acımayı bilenim
kuşkulum tedirginim sevecenim
üşümüş su dalgın kar acılı yel
bu gece benimle sana gelecek.

AY YILDIZLARI

Para için, ün için Ya da başka herhangi Birşey için sevgiyi Çiğnersen şıralık
Şaraplık üzüm gibi Kimse de durbakalım Demezse eğer Ay yıldızları
Güneş günü toplar gider.

HABERSİZ GEL

Bir akşamüstü gel, habersiz gel Gün dağlardan giderken
Kendin bile duyma ayaklarının sesini
Ne umudum kaldı ne sevincim hiç direnmem. O gece gökyüzü
Bir yıldız çayırına dönsün Uzak kırlarda güz çiçekleri
Son güller açsın bahçelerde. Her ne zahmetse bir kadın da
Geç bir saatinde gecenin Balkonunda bir sigara içimi
O yıldızları izlesin.

ARZUHAL

Bir şiir yazmak diledim sana Ellerim tutuldu yazamıyorum
Söylemek istedim derdimi sana Dillerim tutuldu diyemiyorum
Bilmem anlarmısın halimden beni Her gördüm süzülür gözlerin hani
Gözümden ayırmak istemem seni Yanına gelipte göremiyorum.

DUDAKLARIN

içim çekiliyor dudaklarının ıslak kıpırtısına hip böyle konuşacak mısın
dudaklar başka işe de yarar susmak gibi ıslık çalmak gibi
sıcak soluğunu üşüen parmaklarıma üflemek gibi ya kendiliğinden susarsın
dudakların iki yangın birbirini yakar ya da dudaklarım susturur dudaklarını

YALNIZIM

aşk mıdır söyle seni sensiz yaşamak yokolmak sensiz sevişmelerde
uykusuz bu gece sensizlik ülkesinin sessiz boğucu karanlıkları içinde
sular gibi yalnızım sular gibi kimsesiz akıyorum toprağı ve havayı soluyarak
sensin diye bu gece bu gece allahlar kadar allahsızım
uzaklardan gelen köpek havlamalarına yağmurun son damlalarına
ağaçların en incecik dallarına tutunacak kadar yalnızım

ARAKİ BULASIN

Olan oldu denize
Mavisini uçurdular

Araki bulasın
Yelken beyazını
Vapur dumanını

BEN NE YAPIYORUM

İçiyor içiyor Utanmadan ağlıyorum

SEN GEÇİNCE EÇİMDEN

SEN GEÇİNCE (Abdullah Tülek)
Sen içimden geçince...
Bir yıldız kayar zamandan...
Uyanır ümitlerim korkularından...
Gözlerim yalımlanır...
Ve ısınır içim...
Sen içimden geçince...
Serin bir rüzgar eser önce...
Sallanır ruhumun dalları...
Gökyüzü kızıllaşır...
Ürperir yapraklarım...
Sen içimden geçince...
Bir kır çiçeği açar gözlerimde yanlız...
Şarkı söylemesini öğretir rüzgara...
Sessizce...
Sen içimden geçince...
Bir denizin çaresizliği yankılanır kulalarımda...
İniltiler mavi, tutkular sıcaktır...
Ve her dalgada ayrı bir keder...
Yıkar gönlümü yavaş yavaş...
Sen içimden geçince...
Martılar görürüm kanatlanmış...
Seni anlatırlar bana durmadan...
Ve unuttururlar sesleriyle bana seni...
Sonra da kaybolurlar...
Ardından..sessizlikte yankılanır hayalleri...
Ve sen geçersin içimden...
Ilık bir yağmur başlar...
Bir kırkikindi gibi sırılsıklam...
Burnumda kararmış bir ufkun kokusu...
Serin bir rüzgar eser ardından...
Sallanır dallarım önce...
Ve ürperir yapraklarım...

kraliçe

BİR KRALİÇE VARDI..SENİN GÖNLÜNÜN KRALİÇESİ.TAHTINI KURMAK İSTEDİĞİ YER SENİN GÖNLÜNDÜ.....SENİ TANIDI KAFASI KARIŞTI SENİ ANLADI FELEĞİ ŞAŞTI .SENİN İÇİN,KİMLERLE SAVAŞTI....AMA YENİLMEMELİYDİ BU DUYGUYA FARKLIYDI KENDİSİNCE...ÇÜNKİ SEVGİ SAÇMAYDI....VE ANLADI Kİ SEVGİ SAÇMAYDI....

ANNEM

Bilmem;senin hakkını,nasıl öderim ?
Benim yüce varlığım,canımsın ANNEM.
Uzat ellerini,hürmetle öperim
Benim yüce varlığım,canımsın ANNEM.

Büyüttün,yürüttün beni,dedin:Gülüm
Konuşmayı öğrettin,dedin:Bülbülüm.
Benim birtanemsin;feda olsun Ömrüm
Damarımda kanımsın,canımsın ANNEM.

Hep benimle ol,ayrılığı dilemem
Seni üzersem...Bil ki;ben de gülemem.
Kölen olsam da,hakkını ödeyemem
Kucaklayıp sarayım,canımsın ANNEM.

SEVME BENİ , UNUT BENİ

Yeter , bunca eziyetin
Sevme beni , unut beni.
Nedir , söyle niyetin ?
Sevme beni , unut beni.

Aşkıma , değer mi verdin ?
Söyle , hangi zaman sevdin ?
Bilmedin , kendin kıymetin
Sevme beni , unut beni.

Sana, her zaman yar@dım
Her anında , ben vardım.
Niye , sözünden caydın ?
Sevme beni , unut beni.

BAŞLIKSIZ

Düşün ki, ben bir yol, sen bir yolcu...
Haydi, gel de dur.
Düşün ki, ben bir problem, sen bir uzman...
Haydi, hemen sor.
Düşün ki, ben bir dertli, sen de derman...
Haydi, gel de çare ol.

dil yarası

Dil Yarası

Ayrılırken
Bilerek mi
Öyle ağır konuştun
yoksa
hatırlanmak için mi
kötü havalarda
sol yanımda
izi görünmez ama
-dilinin açtığı yara-
hala sızlar her yağmurda...

BENİMLE OYNAMA

Benimle Oynama [Beğendiğim şiirler arasına ekle]

Ararım dersin , aramazsın
Oynama benimle , oynama.
Gün gelir , beni bulamazsın
Oynama benimle , oynama.

Her günün naz , her günün sitem
Ben seninle , nasıl baş edem.
Alıp başımı , nere gidem
Güzelim , benimle oynama.

Artık nazı , gönlüm çekmiyor
Bu sevda , başımdan gitmiyor.
Dertlerim artıyor , bitmiyor
Bebeğim , benimle oynama

SENİ BEKLİYORUM

Seni Bekliyorum
Tek ; seni diler,seni hecelerim
Seninle dolu ; gündüz,gecelerim.
Seni istiyor,bütün hücrelerim
SEN@i arzuluyor ve bekliyorum.

Her nereye baksam,yalnız SEN varsın
Benim gönlüme doğan,ilkbaharsın.
Sanki,damarımda dolaşan ,kansın
SEN@i arzuluyor ve bekliyorum.

Seni düşünmemek mi,mümkün değil
Gel,sen de bu aşkın önünde,eğil.
Seviliyorsun BİRTANEM, bunu bil
SEN@i arzuluyor ve bekliyorum.

Senin için dileğim,mutlu yaşa
Aşkımızı yazalım; dağa,taşa
Akibet ,yazılan gelirmiş başa
SEN@i arzuluyor ve bekliyorum.

seni bekliyorum

Seni Bekliyorum

Tek ; seni diler,seni hecelerim
Seninle dolu ; gündüz,gecelerim.
Seni istiyor,bütün hücrelerim
SEN@i arzuluyor ve bekliyorum.

Her nereye baksam,yalnız SEN varsın
Benim gönlüme doğan,ilkbaharsın.
Sanki,damarımda dolaşan ,kansın
SEN@i arzuluyor ve bekliyorum.

Seni düşünmemek mi,mümkün değil
Gel,sen de bu aşkın önünde,eğil.
Seviliyorsun BİRTANEM, bunu bil
SEN@i arzuluyor ve bekliyorum.

Senin için dileğim,mutlu yaşa
Aşkımızı yazalım; dağa,taşa
Akibet ,yazılan gelirmiş başa
SEN@i arzuluyor ve bekliyorum.

ölmeden önce

Ölmeden Önce...

Gönlüme doğan , baharsın
Umuduma yağan , karsın
Her dakikamda , SEN varsın
Gel bana , ölmeden önce.

Sigaramda , nefes nefes
Benimsin demek , tek heves.
Ilık ılık , ruhuma es
Gel bana , ölmeden önce.

Tek resmini , sakladığım
Her gün öpüp , kokladığım.
Gelirsin diye , beklediğim
Dön bana , ölmeden önce

Hatırlıyormusun

HATIRLIYOR MUSUN

Hani o gidişin var ya hatırlıyor musun
Gidiş mi kaçış mı bilemediğimiz
Gözlerinde asılı kalan
Sevgimizi süzemediğimiz o iki damla
Hani dudaklarımızdaki
Yapmacık gülüşler
Ağlayışımızı örtmek istercesine
Attığımız kahkahalar
Giderken birbirimize söylediklerimiz
Anımsıyor musun anlattıklarımızı
Gar dumanlarla kaplıyken
Paylaşımlar acı tatlı duyumlarla
Dolu bir aşk öyküsüydü hani
Biraz fantastik biraz duygulu
Ve biraz da erotik
Ardından her şeyi yalan saydığımız
Gülüşmelerimiz
Hatırlıyor musun

YABANCIı

YABANCI

yabanci! birgun beni sevebilirmisin?
Sana ellerimi uzattigimda
avuclarina alip
simsicak nefesinle
kucucuk bir opucuk
kondururmusun ellerime,
Yureginde bana yer verirmisin?
basimi omzuna koydugumda,
oksarmisin saclarimi ilik nefesinle,
fisildarmisin kulagima sevgini
kucucuk opucuk kondururmusun dudaklarima,
Gozlerime bakarmisin sevgiyle,
Benimle aglar benimle gulermisin??
Beni sev yabanci!
Dalgalarin kayalari sevmesi gibi..
Hoyrat ruzgarin agaclari,
Kizgin gunesin topragi,
Yagmurun bitkileri sevmesi gibi.

Sende beni, delicesine
sev YABANCI??

SİS

SİS

Yine sisli bir gece
Ve ben hayallerle baş başayım
Ümitler alıp getiriyor seni bana
Ama sen yok oluyorsun sisler içinde
Tıpkı dünlerim gibi
Yine sisli bir gece
Ve ben umutlarla beraberim
Mutluluklar gelecekle geliyor
Hüzünler biterken
Bir kalemde sildim o günleri
Bembeyaz bir sayfa açtım yarına dair
Yine sisli bir gece
Ve ben düşünceliyim yine
Elimde bir resim bir fular sana ait
Seni arıyor seni istiyorum her şeye rağmen
Yine sisli bir gece
Seni arzularken birden
Göremediğim elin ellerimde
Dudakların dudaklarımda
Çılgınca seviştik seninle
Yine sisli bir gece
Ve ben seninleyim sensizken bile

Yine sisli bir gece
Ve ben hayallerle baş başayım
Ümitler alıp getiriyor seni bana
Ama sen yok oluyorsun sisler içinde
Tıpkı dünlerim gibi
Yine sisli bir gece
Ve ben umutlarla beraberim
Mutluluklar gelecekle geliyor
Hüzünler biterken
Bir kalemde sildim o günleri
Bembeyaz bir sayfa açtım yarına dair
Yine sisli bir gece
Ve ben düşünceliyim yine
Elimde bir resim bir fular sana ait
Seni arıyor seni istiyorum her şeye rağmen
Yine sisli bir gece
Seni arzularken birden
Göremediğim elin ellerimde
Dudakların dudaklarımda
Çılgınca seviştik seninle
Yine sisli bir gece
Ve ben seninleyim sensizken bile

UNUTTUM SENİ !

İstemem;ver kalbimi,al sevgini
Unuttum,unuttum,unuttum seni !
Ne o güzel sözler,ne de buseni
Unuttum,unuttum,unuttum seni !

Bir SEN vardın,benim kalbimi çalan
Günümde gecemde,benimle olan.
Anladım;senin aşkın,sevdan yalan
Unuttum,unuttum,unuttum seni !

Ben;SEN!i,sözüne sadık sanırdım
Kendimden çok,bil sana inanırdım.
Aşk dedim,sevgi dedim,hep ben yandım
Unuttum,unuttum,unuttum seni !

Oysa,SEN@i canımdan çok severdim
Gel desen;hiç durmaz,koşar gelirdim.
Senin için,canım bile verirdim
Unuttum,unuttum,unutum seni !

Nedendir bana;eziyetin,kinin ?
Seni sevene,değer vermediğin .
SEVECEĞİM ÖMRÜMCE...Sana,yemin
Unuttum,unuttum,unuttum seni !

NİYE DARILDIN ?

Senin gönlün,hoş ederdim
Bilmem ki,niye darıldın ?
Şu başıma,taç ederdim
Bilmem ki,niye darıldın ?
Günün,gününe uymuyor
Yar,feryadımı duymuyor.
Özür dilesem,olmuyor
Bilmem ki,niye darıldın ?

Edan güzel,nazın güzel
Sevdan güzel,sözün güzel.
Böyle değildin sen,güzel
Bilmem ki,niye darıldın ?

Ne yaptım da,kırdım seni
Hep suçluyorsun,SEN beni.
Niye üzersin,bendeni ?
Bilmem ki,niye darıldın ?

LİNÇ

Sevmek
Yeryüzünün
En ağır suçudur
Güzelim
İşlemeyegörelim
Ne ebabil kuşları
İmdadımıza koşar
Ne örümçekler
Ağıyla bizi gizler
Bilesin
Sevgilim
Bütün alem
Linç edilmemizi
Seyreder

*E*

Geceyi sevdim gözlerinde,
Gözlerin gece karası.
Sevdayı sevdim sözlerinde,
Sözlerinde sevdanın en anlamlısı.

Özlemeyi sevdim seni beklerken,
beklemek seni,kavuşmanın yarısı.

Gittin,yoksun,hep yoksun,
Sensizliği hiç sevemedim,
Sensizlik ölüm çağrısı..

Ardından - I -

Bir gül daha soldu aşk bahçesinde, Bir ben daha gömdüm bahar çağında.
Sevgisiz iklimlerin aç pençesinde,
Matemim yankılandı vuslat dağında.

Kaçıncı yıkım bu, kaçıncı ölüm?
Elbisem kefenim, yatağım mezar.
Şu hayat filminde artık son rolüm,
Bitecek, bitiyor bak azar azar...

Gün gelip sen beni anlayacaksın,
Nafile son gemi kalkmış olacak.
Meçhullere bakarak ağlayacaksın,
O gemi gönlünde batmış olacak.

Çalmayacak aşkımızın mahur bestesi,
Unutacak şarkımızı o kör kemancı.
Elimizde solmuş bir gül destesi,
Olacağız birbirimize iki yabancı.

Gün doğmuş gün batmış farketmeyecek
Tad alamayacaksın bensiz dünyadan.
Birtek yokluğum seni terketmeyecek,
Sen uyanırken yaşam denen rüyadan.


1996 / Muğla
Yurt

Ardından - I -

Bir gül daha soldu aşk bahçesinde,
Bir ben daha gömdüm bahar çağında.
Sevgisiz iklimlerin aç pençesinde,
Matemim yankılandı vuslat dağında.

Kaçıncı yıkım bu, kaçıncı ölüm?
Elbisem kefenim, yatağım mezar.
Şu hayat filminde artık son rolüm,
Bitecek, bitiyor bak azar azar...

Gün gelip sen beni anlayacaksın,
Nafile son gemi kalkmış olacak.
Meçhullere bakarak ağlayacaksın,
O gemi gönlünde batmış olacak.

Çalmayacak aşkımızın mahur bestesi,
Unutacak şarkımızı o kör kemancı.
Elimizde solmuş bir gül destesi,
Olacağız birbirimize iki yabancı.

Gün doğmuş gün batmış farketmeyecek
Tad alamayacaksın bensiz dünyadan.
Birtek yokluğum seni terketmeyecek,
Sen uyanırken yaşam denen rüyadan.


1996 / Muğla
Yurt

Sensizliğe

Geldin,
Güzelleşti akdeniz.
Gökte güneş,
Yerde güller güldü..
Gittin,Yoksun
Yüreğim üşüdü..

DÜŞLERİMDE GÖRDÜĞÜM GİBİ

DÜŞLERİMDE GÖRDÜĞÜM GİBİ

BİRGÜN DAHA SENİ YAŞAYAMADAN BİTTİ
BUGÜNDE ÖLMEDİM İNADIMDAN
PENCEREMDE SALLANIYORDUM
SOĞUKTU ODAM KARANLIKTI GECENİN RENGİ
SAAT İKİYİ GÖSTERİYORDU
VE BEN HALA UYUMAMIŞTIM
SENİ DÜŞÜNÜYORDUM
BAHARMI GÜZEL YOKSA SENMİ
BİR ÇOCUK ÇALDI KAPIYI
YADA SENDİN ÇOCUKLUĞUMDA SEVDİGİM
BAZEN DÜŞÜNÜYORUMDA
YAGMUR OLSAM YAGSAM TENİNE
BENİ YÜREGİNE ALSAN AMA SİLMESEN
SADECE DÜŞÜNÜYORUM KIRILMA
HİÇ OLMAZSA DÜŞLERİMDE GE GİR BEDENİME
SUTUGUNDA GÖLGESİNDE DUR AYIN
PARILTISI VURSUN GÖZLERİNE
YILDIZLARMIŞ GİBİ GÖREYİM
AVUÇLARIMA DÖK SEVEYİM
DÜŞŞERİMDE GÖRDÜĞÜM GİBİ ...

sen&ben

Aynada parlayan gözümün ferisin sen,
Ağladığında akamayan gözyasınım ben.
Dopdolu dolunayın ışıldayan yüzü sen,
Karanlığa boğulmuş çirkin yüzü ben

Çağlayan şelalenin gürültüsüsün sen,
Denize kavuşan akarsuyun sükunetiyim ben.
Yüzyılda bir gelen kuyruklu yıldız sen,
Dalgalara yenik düşmüş, eğik deniz feneriyim ben.

BETERİN BETERİ VAR

Üzme tatlı canını
Ne olursun bu kadar.
Düşün güzel yanını ,
Beterin beteri var.

Çare yok mu derdine !
Haydi gel tekrar dene
Başka aşk bul kendine
Beterin beteri var.

Umutla bak her güne
Terk etmişse ne çıkar.
Bir çizgi çek üstüne
Beterin beteri var.

İsyan edip haline
Dokunma gam teline
Ne geçecek eline
Beterin beteri var.

NERDESİN ?

Ak yüzüne peçe çekti Gök yine ;
Nöbetteyim günaşımı... Nerdesin ?
Güneşimdin ; şafakla bir sök yine ,
Sona erdir telaşımı... Nerdesin ?

Sakındığı çiçeğiydin kın@ımın ;
Değişmese olmaz mıydı konum@un ?
Bozulacak bu gidişle kanımın
Damardaki dolaşımı... Nerdesin ?

Şaşıyorum sabrımdaki güce ben ,
Merkezindim ; nasıl geldim uca ben !
"BİZ" etmiyor birleşse de nice "BEN"
Yüreğimin alaşımı... Nerdesin ?

GÜLÜM

GÜLÜM

Gülüm ...
Bu ayda gelmedi haberin
Oldumu gülüm?
Neden bu zulum.
Kaç sene geçti,
Kaç taşlık yoldan geçtim,
Tutamadım be gülüm.
Gecesinde daglara küstüm.
Sahiller sarıldım.
Her yıldız yüregime saplandı.
Sensizliğe ağladım.
Agladım be gülüm.
Yüzümü güller gömüp,
Yaseminlere agladım.
Geceye agladım, Agladım gülüm.

ipekyolu tabelaları

dünyanın bir ucunda güneş doğarken
sürülerini otlatıyor şeytan uzakta,
sevimsiz sular kabarıyor;
belki,sadece görmek istediklerini
yiyorlar,
ellerini toprağa daldırıp
@ah@diyorlar.
kırmızılık ayakbileklerimize vuruyor
ve
isteksizce düşüyor atlas okyanusuna
ipekyolu tabelalarının gölgesi.!!!

tren sesinde sevişme

tren sesinde yağmur çatılarda
ellerin yaprak kokuyor
tenin ateş,sarılışın soğuk gecede,
saçların ayaklarıma dolanıyor.
evin kapısı açılıyor,soguk havayla
doluşuyorsun içeriye
saçlarında az öncenin telaşı
bir an önce bir sigara içmeli,
sarhoşluğun hafif olanı makul,
gecenin sessiz
sevişmenin derini...

salaklar ordusu v.s zekiler ordusu

salaklar ordusu
salaklık bu ya,
zekiler ordusuna kafa tutmuş,
dalgasına.
zekiler ordusu,
zekilik bu ya
salaklar ordusuyla savaşmaya karar vermiş
kendinden emin.
salaklar ordusu komutanı; Şarapçı Zeki
zekiler ordusu komutanı; Bankacı Veli
salaklar ordusu
zekiler ordusu
kararlaştırılan meydanda savaşmak
için karşılaşmışlar.

salaklar ordusu savaşçıları,
zekilik bu ya
zekiler ordusunun savaşçılarının halini görünce
acımış.
zekiler ordusu savaşçıları
salaklık bu ya
salaklar ordusu savaşçılarının halini görünce
onlar da acımış
ve barış olmuş.
kimin salak
kimin zeki olduğu
o günden sonra
karışmış.

yapma yap ya da yapma

sana ne diyorlarsa, onu yapma
sana ne öğretiyolarsa, onu yapma
koş diyorlarsa, yürü
yürü diyorlarsa, koş
dinle diyorlarsa, konuş
konuş diyorlarsa, sus
sevin diyorlarsa üzül
ağla diyorlarsa gül
sev diyorlarsa nefret et
nefret et diyorlarsa tap
uyu diyorlarsa dans et
eğlen diyorlarsa git uyu
çalış diyorlarsa da git uyu
dalga geç diyorlarsa ciddiye al
bu iş ciddi diyorlarsa dalga geç
efendi ol diyorlarsa efendi ol
efendi olma diyorlarsa sen yine de efendi ol
ama ne diyorlarsa onu yapmamaya devam et
git diyorlarsa kal
gel diyorlarsa hemen topukla
dur diyorlarsa hızlan
yavaşlama diyorlarsa taşlaş
öl diyorlarsa ölme
ölme diyorlarsa ölmüş gibi yap
inan diyorlarsa aman haa
inanma diyorlarsa dur bi düşün

istikrarsız ol
dediklerinin tam tersini yaptığını
fark ederlerse
kafalarını karıştır
mesela osur kaç, koklasınlar
ter kok, aptallık yap
uyuz et uyuz ol
delir, ama onlar seni zeki sansınlar,
zeki ol ama onlar seni deli sansınlar
ne bok yersen ye
ama, ne diyorlarsa onu yapma

e şimdi diyeceksin
@sen ne diyorsan ben onu da yapmam@
eğer böyle düşünüyorsan
eğer bu gerçekten aklından geçtiyse
sen en iyisi mi ne diyorlarsa onu yap
derim

güzel

güzel
ne kadar da tatlıydı
karşımda oturup
saçlarıyla oynar
gülümser
konuşur
beni bir hoş etmeye çalışırdı
ne yalan söyliyim
olurdum da
kim olsa olurdu
tatlıydı,
bir hoş olduğumu fark ettiğinde
ise
saçlarıyla oynamaya devam eder
yüzündeki gülümsemesinin
yerini
hiçbir zaman anlayamadığım
tüylerimi diken diken
eden bakışları alırdı
susardı,
ve dudaklarımı süzerdi.

O AN ANLARSIN

Bir Gün Karşına Deli Gibi Seveceğin Biri Çıkarsa Sen Onun İçin Kahrolurken O Aldırmazsa
Seninle Alay Edip Gururunu Kırarsa
İşte Benim Neler Yaşadığımı O An Anlarsın
O Kişi Önce Seni Sever Görünüp Sonra Terkederse
Tüm Umutlarını Kırıp Hayatını Mahvederse
Sen Acı Çekerken Birde O Unut Derse
İşte Benim Ne Çektiğimi O An Anlarsın
Göz Yaşlarını Tutamayıp Her An Ağlarsan
Hasret Ateşiyle Günden Güne Yanarsan
Onu Unutamayıp Hala Yollarına Bakarsan
İşte Benim Neler Yaşadığımı O An Anlarsın
Ona Olan Nefretin Sevgiye Dönüşürse
Onu Unut Dedik Çe Kalbin Hala Severse
Dostların Düşmanların Haline Gülerse
Severken Terkedilmek Nedir O An Anlarsın
Usanıp Bu Hayattan Yaşamaya Küsersen
Dertlerini Unutmak İçin Ölmek İstersen
Severken Birde Terkedilirsen
Bana Neler Yaşattığını O An Anlarsın
Nuray Saygılı
1/31/1998

Zamanı Geçti

Gönül Vefasızı Yar Diye Seçti
En Güzel Yıllarım Hep Boşa Geçti
Seni Sevdiğime Bin Pişman Oldum
Pişman Oldum Desem Zamanı Geçti
Aşk Badesini Gönlüm Elinden İşti
O Badeyle Dünyam Birden Değişti
İki Can Doymadan Sevdi Sevişti
Affetdesen Bile Zamanı Geçti
Elime Yazdığın Mektubun Geçti
O Sözlerle Gönlüm Kendinden Geçti
Canımı,Kanımı Su Gibi İçti
Bana Dön Diyorsun Zamanı Geçti
Beni Yıkan O Vefasız Gidişti
Sensiz Kalan Gönlüm Bin Çile Çekti
Aşkınla İçtim Her Gün Her Geceyi
İçme Desen Artık Zamanı Geçti
Nuray Saygılı
6/12/1997
Salı

SENİ SEVİYORUM DİYEMEMEK...

Seni Görmek,Görüpte Dokunamamak
Gözlerine Bakmak ,Bakıpta “Seni Seviyorum”Diyememek
Günahlarımın Bedeli Olsa Gerek
Aynı Çatı Altındayken Bile Birbirimizden Uzaklarda
Yanındayken Bile İki Yabancı Gibi Olmak
Acıların En Büyüğü Olsa Gerek...
“Seni Takmıyor ,Görmüyor,Sevmiyor” Diyen
İnsanlarla Mücadele Etmek,
Kanayan Kırılan Kalbimi Sana Açamamak
Zorların En Zoru Olsa Gerek..
Amam Her Ne Olursa Olsun !
Her Gece ; Başımı Gözyaşlarımla Islanmış
Yastığımla Koyduğum Her Gece,
Kaygısızca En Ufak Bir Tereddüt Bile Duymadan
“Seni Seviyorum” Diye Haykırabiliyorsam
İşte Bu Birtanem
AŞKLARIN ENBÜYÜĞÜ OLSA GEREK

SEVGİLİYE ÖZLEM...

Bekle Be Postacı Acele Etme
Sevgilimden Mektup Varmı Postacı
Yok Deyipte Beni Perişan Etme
Sevgilimden Mektup Varmı Postacı
Mektup Yazmıştım Geçen Ayın 3 De
Cevap Gelmedi Korku Düştü İçime
Karıştır Çantanı Bir Bak İçine
Sevgilimden Mektup Varmı Postacı
Gün Biter Her Gece Yeniden Başlar
Uykumu Dağıtır Korkulu Düşler
Bir Zaman Bana Dünyayı Bağışlar
Sevgilimden Mektup Varmı Postacı
Hiç Haber Çıkmadı On Pazar
Beklerim Saatleri Yıllar Kadar Uzar
Zarfın Üzerinde Nuray Saygılı Yazar
Sevgilimden Mektup Varmı Postacı
Nuray Saygılı
11/4/1998

Bitti

Tüm Anılarınla Birlikte
Beni Eriten Lanet Olası Sevgin
Bitti Her An Seni Düşünmek
Geceler Boyu Hayalini Kurarak Ağlamak
Bitti Bir Umuttur Diye Günlerdir Seni Beklemek
Benliğimde Hayyalini Yaşatmak
Bitti Yüreğimde Hissettiğim Acılar
Senin İçin Yazılan Şiirler
Söylenen Bunca Şarkılar
Döktüğüm Bunca Yaşlar
Bitti Birtanem Gönlümün Çaresiz Bekleyişi
Ömrümün Her Anında Seni Sensiz Yaşamak
Bitti.

BU ŞİİR HİÇ BİTMEYECEK

BİTMEYECEK BU ŞİİR GEÇMİYECEK ARTIK ZAMANYEMİNİM VAR ARTIK BİTMEYECEJK BU ŞİİRSENİ ANLATACAK SONSUZLUGABİR ŞARKI OLACAK KİMİ ZAMAN DÜŞMEYECEK DUDAKLARDAN KİMİ ZAMAN HAYEL OLARAK KALACAKDİLLERDE AMA BİTMİYECEK BU ŞİİRNİCE MEVSİMLER GECECEKNİCE İNSANLAR ÖLECEKAMA BU ŞİİR BİTMİYECEK YAZACAGIM HEP ELLERİMLE TIRNAKLARIMLADEDİMYA BİTMİYECEK BU ŞİİR BİTMİYECEK ULAN!!!!!.

BU ŞİİR HİÇ BİTMEYECEK

BİTMEYECEK BU ŞİİR GEÇMİYECEK

ARTIK ZAMANYEMİNİM VAR ARTIK

BİTMEYECEJK BU ŞİİRSENİ ANLATACAK

SONSUZLUGABİR ŞARKI OLACAK KİMİ

ZAMAN DÜŞMEYECEK DUDAKLARDAN KİMİ

ZAMAN HAYEL OLARAK KALACAKDİLLERDE

AMA BİTMİYECEK BU ŞİİRNİCE

MEVSİMLER GECECEKNİCE İNSANLAR

ÖLECEKAMA BU ŞİİR BİTMİYECEK

YAZACAGIM HEP ELLERİMLE

TIRNAKLARIMLADEDİMYA BİTMİYECEK BU

ŞİİR BİTMİYECEK ULAN!!!!!.

Cöz Yasin Olmak isterdim

Göz Yasin olmak isterdim,


Gözlerinde Dogmayi,


Yanaklarinda Yasamayi,


Dudaklarinda Ölmek


icin Sevdigim !!!

Beni unutma unutma

Beni unutma unutma


Bilirsin unutulmak


Dokunur ya insana


Sen de kendi Payindan


Bir hatira sec ve o ben


Olayim unutma beni unutma!!!

Cehennem

Eller vardı tutamadığım,tutmaya korktuğum
dokunduğum zaman bedenimin donduğu vücutlar vardı
arakasından günlerce ağladığım aşklarım,
sıkıntıda birbiri ardına yaktığım keder sigaralarım ...
Bi de sen vardın kızım sen..
Bunların dışında bir yerde ne kelime ne deyim nede sözcüklerden oluşan herhangi
bir cümlenin seni anlatmaya yeteneği olmadığı tek sıradışı varlığım ..
Sen hep kaçtın,kovaladıkça battım ayazın içine
kalbimde hapis oldum çıkamadım içerden
9 ay yattım iflah olamadım gene sen gene sen
çıkaramadım aklımdan bedeninin kokusunu
donuk bakışlarını kestane saçlarını
elini tuttuğum zaman içimde patlayan volkanlar hiç bitmedi
depremler dinmedi
seneler geçti..
çook seneler
evlendim...
seni unuturum diye denedim herşeyi,herşeyi
seni hatırlatan herşeyi silmek istedim aklımdan ama beceremedim işte
yapamadım
kıyamadım sana
sonra bir kızım oldu
adını sen koydum
sarıldım ona günlerce gözlerimdeki yaşlarla
kendi ellerimle besledim onu elinden tutup saatlerce gezdirdim
sarılıp göğsüme bastırdım öptüm kokladım
her adını söyleyişimde ağlamak istedim doya doya
saatlerce günlerce ..
karşımda seni gördüm her baktığımda
Ama artık yapamıyorum
anladım ki insan sevmekten de ölüyomuş..
şimdi elimde bir silah karşımda resmin
dayamışım sakağıma
beni sana kavuşturacak tek şeye kaderimi
basıyorum tetiğe ve seni ebediyette bekliyorum
biliyorum geleceksin birgün
nedensizce
açacaksın kapıyı usulca ve sarılacaksın bana delice
işte o zaman kıyamet kopacak sen ve ben ayrı diyarlara
sen iyilik meleğim cennete gideceksin o temiz kalbinle
ben ise içimdeki tanrıya @@sana kulluk ettiğim@@ için cehennneme gideceğim
yanacağım uğruna ..
tıpkı her zaman ki gibi..
sevgini ateşinin beni yaktığı gibi..

Cehennem

Eller vardı tutamadığım,tutmaya korktuğum
dokunduğum zaman bedenimin donduğu vücutlar vardı
arkasından günlerce ağladığım aşklarım,
sıkıntıda birbiri ardına yaktığım keder sigaralarım ...
Bi de sen vardın kızım sen..
Bunların dışında bir yerde ne kelime ne deyim nede sözcüklerden oluşan herhangi
bir cümlenin seni anlatmaya yeteneği olmadığı tek sıradışı varlığım ..
Sen hep kaçtın,kovaladıkça battım ayazın içine
kalbimde hapis oldum çıkamadım içerden
9 ay yattım iflah olamadım gene sen gene sen
çıkaramadım aklımdan bedeninin kokusunu
donuk bakışlarını kestane saçlarını
elini tuttuğum zaman içimde patlayan volkanlar hiç bitmedi
depremler dinmedi
seneler geçti..
çook seneler
evlendim...
seni unuturum diye denedim herşeyi,herşeyi
seni hatırlatan herşeyi silmek istedim aklımdan ama beceremedim işte
yapamadım
kıyamadım sana
sonra bir kızım oldu
adını sen koydum
sarıldım ona günlerce gözlerimdeki yaşlarla
kendi ellerimle besledim onu elinden tutup saatlerce gezdirdim
sarılıp göğsüme bastırdım öptüm kokladım
her adını söyleyişimde ağlamak istedim doya doya
saatlerce günlerce ..
karşımda seni gördüm her baktığımda
Ama artık yapamıyorum
anladım ki insan sevmekten de ölüyomuş..
şimdi elimde bir silah karşımda resmin
dayamışım sakağıma
beni sana kavuşturacak tek şeye kaderimi
basıyorum tetiğe ve seni ebediyette bekliyorum
biliyorum geleceksin birgün
nedensizce
açacaksın kapıyı usulca ve sarılacaksın bana delice
işte o zaman kıyamet kopacak sen ve ben ayrı diyarlara
sen iyilik meleğim cennete gideceksin o temiz kalbinle
ben ise içimdeki tanrıya @@sana kulluk ettiğim@@ için cehennneme gideceğim
yanacağım uğruna ..
tıpkı her zaman ki gibi..
sevgini ateşinin beni yaktığı gibi..

GÖÇMEDEN ÖNCE

PANZEHİR OL GEL KALBİME
BİR AZRAİL GELMEDEN ÖNCE
ISSIZ YÜREĞİME IŞIK VER
EBEDİYETE GÖÇMEDEN ÖNCE

sözüm..1

evrende dolaşan ışık saçan yıldız olsan tüm gecemi seni izlemek için harcardım.

dilek

Sevgide emek isterim
Sevgide yürek isterim
Sevgilinin gözlerinde
Erimek isterim..

korkuyorum

korkuyorum

korkuyorum artık seni sensiz yaşamaktan korkuyorum artık yine sensiz ölmekten korkuyorum arttık gençliğin nereye gidişinden korkuyorum artık yaşamaktan

ŞAİR,

ŞAİR,

Çile çeke, çeke dertli oldum.
Şiir yaza, yaza şair oldum.
Ben bu hususda, az mahir oldum.
Niyahet Onu görmeye nail oldum.

İçime ilham geldi, şiir yazıyorum.
Aklıma O geldi, hatıra yazıyorum.
Aklıma ölüm geldi, vasiyetimi yazıyorum
İlk günkü gibi, seni sevdiğimi yazıyorum.

Öyle kuru kuruya şairlik olmaz.
Izdırab çekmeden şairlik olmaz.
Ben bu yalan dünyada çok çektim.
Izdırabı çekenlerin içinde tektim.

Allah vermeseydi, kula bu aklı,
Her şey onun elinde, gizli saklı,
İstediğini dilediğini verir farklı.
Çalışıp bulana bu haz çok farklı.

Çalışıp çapalayıp bulamayan, kara bahtlı.
Kınamamak lazım, bu insanlar çok farklı.
Kimi çalışır çabalar, emellerini ulaşamaz.
Kimisi de, birbirini çok sever buluşamaz.

Dünya bu; kimi zengin, kimi fakir.
Kimileri şair, kimisi de şakir.
Kimileri şair, kimisi de zakir.
Kimi zengin yaşar, ölür fakir.

Aslında ne ilmim, ne de irfanım vardı.
Ne marifetim, ne de maretim vardı.
Bana, çektiğim çilenin ızdırabı, sardı.
Bütün bu acılardan bana şairlik sardı.

Lambaya kapadım, gözlerim açık kalmış.
Saati baktım, saat gece 0.2 olmuş.
Bilmem ki bu bayram a ne olmuş.
Şair Bayram bu şiirin adını şair koymuş.

Bayram TUNCA
25.05.2000

17 AĞUSTOS DEPREMİ,

17 AĞUSTOS DEPREMİ,

On yedi Ağustos depremi tarihe geçti.
Depremin şiddeti 7.04 kuvvetine eşti.
Deprem bu sefer marmarayı seçti.
Ölenler 17 bini, gaziler 20 bini geçti.

Bir uğultuyla birlikte Marmara sallandı.
45saniyede nice insanlar ölüme yollandı.
Bütün dünyadan acil yardımlar yollandı.
Geriye kalanlar, devlet milletle kollandı.

0.3,02 de Marmara yerinden oynadı.
Sanki dağ taş deniz her şey kaynadı.
Deprem, taş üstünde taş koymadı.
On binlerce can aldı, yine doymadı.

Allah insana bunca niymet verdi.
İnsanoğlu kıymet bilmedi, yerdi.
Allah deprem felaketini verdi.
17 bin kişi toprak altına serdi.

Salladı, dağı taşı denizi beşik gibi,
Adapazarı-Kocaeliyi yaptı eşik gibi.
Ayırmadı hiç yaşlı geç, zengin fakir.
Nice zengini etti 45 saniyede fakir.

İnsanoğlu anlayamadı, ne olduğunu.
Çok geç anladı, hesap sorulduğunu.
Sabah varıldı, felaketin büyük boyutuna.
17bin insanın şehit,20bin gazi olduğuna.

Ölenler toprak altına yattı.
Hayatta kalanlar hayretle baktı.
Bütün dünyanın yardımı aktı.
Ölenlerin hepsi şehit ve paktı.

Susmadı gece gündüz ambulans sireni.
Altı yedi ay tutmadı. Depremin freni.
Susmadı, insanların feryatları figanı.
Aktı binlerce insanın göz yaşı ve kanı.

Belli ki; bu insanoğluna bir ihtardı.
Bütün insanlara korku endişe sardı.
İlahi kudret her yeri (dağı-denizi) yardı.
Hayatta kalanlar devletle yaraları sardı.

Kalanlar için çadır kuruldu.
Ölenler için divana duruldu.
Suçlulardan hesap soruldu.
İnsan çalışmaktan yoruldu.

Zaman, zaman yağmur yağdı, sel oldu.
Zaman zaman rüzgar esti hep yel oldu.
Zor günde dostlar el oldu.
Nice tomurcuk gül soldu.

Saf dışı kaldı telefon, kesildi irtibat.
Her taraf yıkıldı, viran oldu, berbat.
Kesildi elektrik, bastı karanlık.
Kaybolduk, her yer de arandık.

Oy Marmara, Marmara,
Niceleri için oldun, bahtı kara,
Çok derin açtın, iyi olmaz, bu yara.
Devlet millet el ele sarılsın bu yara.

İnsanlar korkuyla yattı, endişeyle kalktı.
Bazı insanlar için deprem, kara bahttı.
45 bin apartman dayanamadı yan yattı.
Bazı insanlar korkup, kendisini yere attı.

Mütaahitler, çürük çürük bina yaptı.
Bunları, acımadan insanlara sattı.
Binalar depremde bir bir yan yattı.
Ölenler paktı, suçlular hapis yattı.

Ozan bayram daha fazla anlatamaz bu acıyı,
Dayanamaz görenlerin yüreği bu kadar acıyı.
Bence suçlular için dikilsin, darağacı.
Geriye kalanlar için bu, ölümden acı.

Bir gün olur da divan kurulur.
Bütün bunların hesabı sorulur
Belki¸suçlular sırattan kovulur.
Sağlam yapıyla insan korunur.

Ozan bayram der; bundan ibret alına,
Bu hususda verilen söze sadık kalına.
Bir daha kıymayalım insanın canına.
Yoksa yakışmaz Türk insanın şanına.

Bayram TUNCA
05.02.2000

VURMAYIN SIRTIMA(1),

VURMAYIN SIRTIMA(1),
(Dost Gözükenlere Sitem)
Havada var fırtına.
Bakmayın, benim pırtıma.
Hayat yükü vuruldu sırtıma.
Ne olur, vurmayın sırtıma, sırtıma

Kara da var fırtına.
Kalbim de var fırtına.
Kafam da var fırtına.
Ne olur, vurmayın sırtıma, sırtıma.

Denizde var fırtına.
İçimde var hep fırtına.
Hayatın dalgaları vurdu sırtıma.
Düşman neyse, dostlar da vurdu sırtıma.

Kara da, Hava da, Deniz de oldu fırtına.
Vücudumun her yerlerinde oldu fırtına.
Hayatın yükünü vurdular, hep sırtıma.
Düşman neyse, dostlarda vurdu sırtıma.

Allah hım, ne zaman biter bu fırtına.
Hep vuruyorlar, sırtıma, sırtıma.
Ne olur, vurmasınlar artık sırtıma.
Düşman neyse, dostlar vurdu sırtıma.

Sadece bana vurmadı, fırtına.
Bütün gariplere de vurdu fırtına.
Ne olur, vurmayın artık sırtımıza.
Düşman neyse, dostlar vurdu sırtıma.

Bakın yere düştüm, vurmayın artık sırtıma.
Bakın eli ayağa düştüm, vurmayın sırtıma.
Bakın yatağa düştüm, vurmayın sırtıma.
Vurulacak yer kalmadı, vurmayın sırtıma.

Yükleyip durmayın, hep sırtıma.
Hambal olsa kaldıramaz bu yükü.
Bu anlatılması çok zor bir türkü.
Kaldırmaz artık bu vücut bu yükü.

El alem keyif sürer, ben se çekerim yükü.
Erkekseniz gelin beraber kaldıralım bu yükü.
Bu anlatılması çok zor bir türkü.
Kaldıramaz bu vücut, bu yükü.

Bayram TUNCA
10.06.2000

VURACAKSAN SEN DE VUR,

VURACAKSAN SEN DE VUR,

Çarşı Pazar da satılıyor hep hurma.
Zaten vuruyorlar, bir de sen vurma.
Eğer,Vurmaya niyet ettinse, hiç durma.
Öyle bir vur ki; bir daha sen de bulma.

Zaten kalkacak durumum yok.
Zaten; arayıp soranım da yok.
Sana karşı uygulayacak bir fermanım da yok.
Vuracaksan vur, zaten arayıp soranım da yok.

Böyle bir dünya da yaşamanın anlamı da yok.
Zaten garipleri, şu dünyanın, acıması da yok.
Zaten; sensiz bu dünyanın, tadı- tuzu da yok.
Vuracaksan vur, zaten arayıp soranım da yok.

Zaten, vefasızlığınla her gün vuruyorsun.
Zaten; iki de bir, terk edip duruyorsun.
Terk edeceksen, tam terk et ki; ümidimi tam keseyim.
Sensiz yaşamanın alamı yok, ben de ilişkimi keseyim.

Zaten ayakta duracak dermanım kalmadı.
Zaten, hayatta arayıp, soranım da kalmadı.
Sensiz şu dünyanın bir anlamı da kalmadı.
Vuracaksan vur, arayıp soranın da kalmadı.

Şu dünya da kimse senin gibi kötü bulmadı.
Şu dünya da kimse senin gibi kötü vurmadı.
Şu dünya da kimse senin gibi çok yormadı.
Yüzüstü bırakıp gitti, hiç arayıp sormadı.

Zaten, vefasızlığınla her gün vurup duruyorsun.
Zaten, iki de bir,bu garibi terk edip duruyorsun.
Ben sana ne ettim ki; vefasızlık edip duruyorsun.
Vefasızlığınla, her gün, canımı tak, ediyorsun.

Bayram TUNCA
28.06.2000

AH KÜPELİM, AH KÜPELİM,

AH KÜPELİM, AH KÜPELİM,
(Çiçekle Hasbihal)
Gel de yanaklarından bin öpelim.
Ah benim alyanak, bal dudaklım.
Beni niye böyle yalnız bıraktın.
Zaten yakınken de hep ıraktın.

Ah küpelim, elini ayağını öpeyim.
Ne olur, konuş ve dertleş benimle.
Arkadaş, sırdaş olayım, hep seninle.
Korkma paylaşmam sırrını kimseyle.

Niye açarken tebessüm, solarken mahzunsun.
Niye böyle! boynu bükük mahzun bakıyorsun.
Niye? sabahları gülüp, akşamları ağlıyorsun.
Ah küpelim, ah küpelim, yanağından öperim.

Bir zamanlar ben de senin gibiydim.
Gençken başım dik, ümitle bakardım.
Bu gün başım eğik, boynum büküktür.
Her tarafım senin gibi soluk döküktür.

Açsan açlığını, susuzsan susuzluğunu gidereyim.
Söylemezsen derdinin dermanını nereden bileyim.
Yoksa seni de benim gibi, O vefasız mı, üzdü?.
Zaten O ..., beni hayatta kaç defa böyle üzdü.

Kim? senin özgürlüğünü kısıkladı böyle,
Kim? seni toprak varken, saksıya ma küm etti.
Yaksa, seni de benim gibi, O mu, ma küm etti.
Yetti artık yetti, Onun vefasızlığı canıma yetti.

Korkma, bana yapılanı yapmam sana.
Korkma, söylemem kimseye sırlarına.
Ben söyleğim istersen sana sırlarıma.
İlk O vefasıza, anlatmıştım sırlarıma.

Aslında ortak özelliklerimiz çok seninle.
Aslında, yediğimiz- içtiğim aynı seninle.
İkimiz de onun ma kümü olmuşuz seninle.
Sadece, lisanı halimiz farklı, tek seninle.

Gel paylaşalım, bu hayatı seninle.
Bel ki; çok mutlu olursun benimle.
Her şeyimizi, ortak edelim seninle.
Bel ki; daha mutlu oluruz, seninle.
Bayram TUNCA
06.07.2000

PÜSKÜLLÜM,

PÜSKÜLLÜM,
(Çiçekle Hasihal)

Gördüm, Yüzü sararıp, benzi solmuş
Hasretten kılcal damarları patlamış
Hasretten ciğeri pare pare paralanmış
O da, benim gibi, kalpten yaralanmış.

Kapıyı açtım, gördü bana.
Nasılsın dedim, küstü bana.
Anladım ki; susuzluktan yanmış.
Anladım ki; hasretten kavrulmuş.

Su verdim, güldü bana.
Sevgi verdim, sarıldı bana.
Su verdim, içti kana kana.
Seviyorum dedim, sarıldı bana.

Su verdim, güldü bana.
Sevgi verdim, sarıldı bana.
Su verdim, içti kana kana.
Seviyorum dedim, sarıldı bana.

Gideceğim dedim, yine küstü bana.
Göz yaşı tomurcuk olup, aktı bana.
Geleceğim dedim, gülümsedi bana.
Ben de, dönüp öptüm, kana kana.

Bir derdin olursa, gel söyle bana.
Canımı, her şeyimi vereyim sana.
Ne olur; küsüp beddua etme bana.
Seviyorum dedim, sarıldı bana.

Ben gülsüz gülemem.
Ben bülbülsüz ötemem.
Başka kimseye derdimi dökemem.
Sen den başka kimseye sevemem.

Sordum, kim sana bu hale getirdi böyle?.
Söylemek istemedi, dili tutuldu kaldı öyle.
Israr ettim, seni de mi vefasız yaptı böyle.
Evet der gibi, gözümün ta içine baktı öyle.


Bayram TUNCA
06.07.2000

GEL ARTIK NAZLIM,

GEL ARTIK NAZLIM,

Ben dertli bir sazdım.
Her gün bir şiir yazdım.
Hayal değil, gerçeği yazdım.
Geleceksen gel, artık nazlım.

Dağı taşı her şeyi seni sevdiğimi yazdım.
Yazmadığım bir yer vardı, onu da yazdım.
Yazmak için ne kağıt, nede derman kaldı.
Geleceksen gel artık, az bir ömrüm kaldı.

Dağı taşı her yeri seni aramak için kazdım.
Kazmadığım bir yer vardı, orayı da kazdım.
Kazmak için ne kazma, nede derman kaldı.
Geleceksen gel artık, az bir zamanım kaldı.

Senin ismini silinmesin diye kazıyıp yazdım.
Hatta kalbimin içine bile, kazıyarak yazdım.
Yazmadığım bir yer kalmıştı, onu da yazdım.
Geleceksen gel artık, ah benim, çok nazlım.














Bayram TUNCA
22.06.2000

DOST GÖZÜKÜYORSUN.

DOST GÖZÜKÜYORSUN.
(Bir Dosta Sitem)
Görünüşte dost gözüküyorsun.
Sen ortalıkta görünmüyorsun.
Görünsen de bana görünmüyorsun.
Yoksa ben den endişemi ediyorsun.

Dostsan dostluğunu ne zaman göstereceksin.
Bu gün göstermeyip, yarın mı göstereceksin.
Eğer; yarını bekliyorsan, geç olabilir.
Benim sana olan güvenim de dolabilir.

Her şey zamanında yapılırsa bir anlam ifade eder.
İş işten geçtikten sonra yapılanlar, ne fayda eder.
Dostluk zor günde yapılan iyilikle belli olur.
Göstereceksen bu gün göster, yarın geç olur.

Yoksa başkası gibi, iyice düşmemi bekliyorsun?.
Yoksa kariyerini düşünüp, geri mi duruyorsun?.
Bak hem ben.......düştüm, daha ne bekliyorsun?.
İlle de yatağa,....... ...mı düşmemi bekliyorsun?.

Bak eli ayağa düştüm, yakında yatağa da düşerim.
Ben zaten, hayatta hep böyle sık sık........düşerim.
Vefasız bir dostta, vefasız......................düşerim.
Düşme kaderimdir, neden se hep kötüye düşerim.

Şu hayatta hep düşe, kalka, geldim buraya.
Yakında her kez gibi, ben de giderim oraya.
Eğer; fırsat verilirse orada konuşmama,
Bir bir söyleyeceğim, bana yapılanlara.

Zaten benim söylememe gerek var mı ki?.
Her şey, her an, kayda alınmıyor mu ki?.
Yapılanların bir bir hesabı sorulmuyor mu?.
Her dostluğun ve her....bedeli olmuyor mu?.

Söyleyeceğimi tam söyleyemedim, dilim tutuldu.
Yazacaklarımı tam yazamadım, kalemim tutuldu.
Dostsan dostluğunu gel bu gün göster.
Yarın çok geç olur, gel bu gün göster.

Dostluğunu göstermeyeceksen beni hedef göster.
Vuranlar bir kere daha, vuracaklarsa vursunlar.
Öyle bir vursunlar ki; belimi bir daha doğrultamayım.
Yapılanları unutamadım, Ebediyen de unutamayayım.
Bayram TUNCA
15.07.2000

DOST GÖZÜKÜYORSUN.

DOST GÖZÜKÜYORSUN.
(Bir Dosta Sitem)
Görünüşte dost gözüküyorsun.
Sen ortalıkta görünmüyorsun.
Görünsen de bana görünmüyorsun.
Yoksa ben den endişemi ediyorsun.

Dostsan dostluğunu ne zaman göstereceksin.
Bu gün göstermeyip, yarın mı göstereceksin.
Eğer; yarını bekliyorsan, geç olabilir.
Benim sana olan güvenim de dolabilir.

Her şey zamanında yapılırsa bir anlam ifade eder.
İş işten geçtikten sonra yapılanlar, ne fayda eder.
Dostluk zor günde yapılan iyilikle belli olur.
Göstereceksen bu gün göster, yarın geç olur.

Yoksa başkası gibi, iyice düşmemi bekliyorsun?.
Yoksa kariyerini düşünüp, geri mi duruyorsun?.
Bak hem ben.......düştüm, daha ne bekliyorsun?.
İlle de yatağa,....... ...mı düşmemi bekliyorsun?.

Bak eli ayağa düştüm, yakında yatağa da düşerim.
Ben zaten, hayatta hep böyle sık sık........düşerim.
Vefasız bir dostta, vefasız......................düşerim.
Düşme kaderimdir, neden se hep kötüye düşerim.

Şu hayatta hep düşe, kalka, geldim buraya.
Yakında her kez gibi, ben de giderim oraya.
Eğer; fırsat verilirse orada konuşmama,
Bir bir söyleyeceğim, bana yapılanlara.

Zaten benim söylememe gerek var mı ki?.
Her şey, her an, kayda alınmıyor mu ki?.
Yapılanların bir bir hesabı sorulmuyor mu?.
Her dostluğun ve her....bedeli olmuyor mu?.

Söyleyeceğimi tam söyleyemedim, dilim tutuldu.
Yazacaklarımı tam yazamadım, kalemim tutuldu.
Dostsan dostluğunu gel bu gün göster.
Yarın çok geç olur, gel bu gün göster.

Dostluğunu göstermeyeceksen beni hedef göster.
Vuranlar bir kere daha, vuracaklarsa vursunlar.
Öyle bir vursunlar ki; belimi bir daha doğrultamayım.
Yapılanları unutamadım, Ebediyen de unutamayayım.
Bayram TUNCA
15.07.2000

GEL ARTIK NAZLIM,

GEL ARTIK NAZLIM,

Ben dertli bir sazdım.
Her gün bir şiir yazdım.
Hayal değil, gerçeği yazdım.
Geleceksen gel, artık nazlım.

Dağı taşı her şeyi seni sevdiğimi yazdım.
Yazmadığım bir yer vardı, onu da yazdım.
Yazmak için ne kağıt, nede derman kaldı.
Geleceksen gel artık, az bir ömrüm kaldı.

Dağı taşı her yeri seni aramak için kazdım.
Kazmadığım bir yer vardı, orayı da kazdım.
Kazmak için ne kazma, nede derman kaldı.
Geleceksen gel artık, az bir zamanım kaldı.

Senin ismini silinmesin diye kazıyıp yazdım.
Hatta kalbimin içine bile, kazıyarak yazdım.
Yazmadığım bir yer kalmıştı, onu da yazdım.
Geleceksen gel artık, ah benim, çok nazlım.














Bayram TUNCA
22.06.2000

PÜSKÜLLÜM,

PÜSKÜLLÜM,
(Çiçekle Hasihal)

Gördüm, Yüzü sararıp, benzi solmuş
Hasretten kılcal damarları patlamış
Hasretten ciğeri pare pare paralanmış
O da, benim gibi, kalpten yaralanmış.

Kapıyı açtım, gördü bana.
Nasılsın dedim, küstü bana.
Anladım ki; susuzluktan yanmış.
Anladım ki; hasretten kavrulmuş.

Su verdim, güldü bana.
Sevgi verdim, sarıldı bana.
Su verdim, içti kana kana.
Seviyorum dedim, sarıldı bana.

Su verdim, güldü bana.
Sevgi verdim, sarıldı bana.
Su verdim, içti kana kana.
Seviyorum dedim, sarıldı bana.

Gideceğim dedim, yine küstü bana.
Göz yaşı tomurcuk olup, aktı bana.
Geleceğim dedim, gülümsedi bana.
Ben de, dönüp öptüm, kana kana.

Bir derdin olursa, gel söyle bana.
Canımı, her şeyimi vereyim sana.
Ne olur; küsüp beddua etme bana.
Seviyorum dedim, sarıldı bana.

Ben gülsüz gülemem.
Ben bülbülsüz ötemem.
Başka kimseye derdimi dökemem.
Sen den başka kimseye sevemem.

Sordum, kim sana bu hale getirdi böyle?.
Söylemek istemedi, dili tutuldu kaldı öyle.
Israr ettim, seni de mi vefasız yaptı böyle.
Evet der gibi, gözümün ta içine baktı öyle.


Bayram TUNCA
06.07.2000

AH KÜPELİM, AH KÜPELİM,

AH KÜPELİM, AH KÜPELİM,
(Çiçekle Hasbihal)
Gel de yanaklarından bin öpelim.
Ah benim alyanak, bal dudaklım.
Beni niye böyle yalnız bıraktın.
Zaten yakınken de hep ıraktın.

Ah küpelim, elini ayağını öpeyim.
Ne olur, konuş ve dertleş benimle.
Arkadaş, sırdaş olayım, hep seninle.
Korkma paylaşmam sırrını kimseyle.

Niye açarken tebessüm, solarken mahzunsun.
Niye böyle! boynu bükük mahzun bakıyorsun.
Niye? sabahları gülüp, akşamları ağlıyorsun.
Ah küpelim, ah küpelim, yanağından öperim.

Bir zamanlar ben de senin gibiydim.
Gençken başım dik, ümitle bakardım.
Bu gün başım eğik, boynum büküktür.
Her tarafım senin gibi soluk döküktür.

Açsan açlığını, susuzsan susuzluğunu gidereyim.
Söylemezsen derdinin dermanını nereden bileyim.
Yoksa seni de benim gibi, O vefasız mı, üzdü?.
Zaten O ..., beni hayatta kaç defa böyle üzdü.

Kim? senin özgürlüğünü kısıkladı böyle,
Kim? seni toprak varken, saksıya ma küm etti.
Yaksa, seni de benim gibi, O mu, ma küm etti.
Yetti artık yetti, Onun vefasızlığı canıma yetti.

Korkma, bana yapılanı yapmam sana.
Korkma, söylemem kimseye sırlarına.
Ben söyleğim istersen sana sırlarıma.
İlk O vefasıza, anlatmıştım sırlarıma.

Aslında ortak özelliklerimiz çok seninle.
Aslında, yediğimiz- içtiğim aynı seninle.
İkimiz de onun ma kümü olmuşuz seninle.
Sadece, lisanı halimiz farklı, tek seninle.

Gel paylaşalım, bu hayatı seninle.
Bel ki; çok mutlu olursun benimle.
Her şeyimizi, ortak edelim seninle.
Bel ki; daha mutlu oluruz, seninle.
Bayram TUNCA
06.07.2000

VURACAKSAN SEN DE VUR,

VURACAKSAN SEN DE VUR,

Çarşı Pazar da satılıyor hep hurma.
Zaten vuruyorlar, bir de sen vurma.
Eğer,Vurmaya niyet ettinse, hiç durma.
Öyle bir vur ki; bir daha sen de bulma.

Zaten kalkacak durumum yok.
Zaten; arayıp soranım da yok.
Sana karşı uygulayacak bir fermanım da yok.
Vuracaksan vur, zaten arayıp soranım da yok.

Böyle bir dünya da yaşamanın anlamı da yok.
Zaten garipleri, şu dünyanın, acıması da yok.
Zaten; sensiz bu dünyanın, tadı- tuzu da yok.
Vuracaksan vur, zaten arayıp soranım da yok.

Zaten, vefasızlığınla her gün vuruyorsun.
Zaten; iki de bir, terk edip duruyorsun.
Terk edeceksen, tam terk et ki; ümidimi tam keseyim.
Sensiz yaşamanın alamı yok, ben de ilişkimi keseyim.

Zaten ayakta duracak dermanım kalmadı.
Zaten, hayatta arayıp, soranım da kalmadı.
Sensiz şu dünyanın bir anlamı da kalmadı.
Vuracaksan vur, arayıp soranın da kalmadı.

Şu dünya da kimse senin gibi kötü bulmadı.
Şu dünya da kimse senin gibi kötü vurmadı.
Şu dünya da kimse senin gibi çok yormadı.
Yüzüstü bırakıp gitti, hiç arayıp sormadı.

Zaten, vefasızlığınla her gün vurup duruyorsun.
Zaten, iki de bir,bu garibi terk edip duruyorsun.
Ben sana ne ettim ki; vefasızlık edip duruyorsun.
Vefasızlığınla, her gün, canımı tak, ediyorsun.

Bayram TUNCA
28.06.2000

VURMAYIN SIRTIMA(1),

VURMAYIN SIRTIMA(1),
(Dost Gözükenlere Sitem)
Havada var fırtına.
Bakmayın, benim pırtıma.
Hayat yükü vuruldu sırtıma.
Ne olur, vurmayın sırtıma, sırtıma

Kara da var fırtına.
Kalbim de var fırtına.
Kafam da var fırtına.
Ne olur, vurmayın sırtıma, sırtıma.

Denizde var fırtına.
İçimde var hep fırtına.
Hayatın dalgaları vurdu sırtıma.
Düşman neyse, dostlar da vurdu sırtıma.

Kara da, Hava da, Deniz de oldu fırtına.
Vücudumun her yerlerinde oldu fırtına.
Hayatın yükünü vurdular, hep sırtıma.
Düşman neyse, dostlarda vurdu sırtıma.

Allah hım, ne zaman biter bu fırtına.
Hep vuruyorlar, sırtıma, sırtıma.
Ne olur, vurmasınlar artık sırtıma.
Düşman neyse, dostlar vurdu sırtıma.

Sadece bana vurmadı, fırtına.
Bütün gariplere de vurdu fırtına.
Ne olur, vurmayın artık sırtımıza.
Düşman neyse, dostlar vurdu sırtıma.

Bakın yere düştüm, vurmayın artık sırtıma.
Bakın eli ayağa düştüm, vurmayın sırtıma.
Bakın yatağa düştüm, vurmayın sırtıma.
Vurulacak yer kalmadı, vurmayın sırtıma.

Yükleyip durmayın, hep sırtıma.
Hambal olsa kaldıramaz bu yükü.
Bu anlatılması çok zor bir türkü.
Kaldırmaz artık bu vücut bu yükü.

El alem keyif sürer, ben se çekerim yükü.
Erkekseniz gelin beraber kaldıralım bu yükü.
Bu anlatılması çok zor bir türkü.
Kaldıramaz bu vücut, bu yükü.

Bayram TUNCA
10.06.2000

17 AĞUSTOS DEPREMİ,

17 AĞUSTOS DEPREMİ,

On yedi Ağustos depremi tarihe geçti.
Depremin şiddeti 7.04 kuvvetine eşti.
Deprem bu sefer marmarayı seçti.
Ölenler 17 bini, gaziler 20 bini geçti.

Bir uğultuyla birlikte Marmara sallandı.
45saniyede nice insanlar ölüme yollandı.
Bütün dünyadan acil yardımlar yollandı.
Geriye kalanlar, devlet milletle kollandı.

0.3,02 de Marmara yerinden oynadı.
Sanki dağ taş deniz her şey kaynadı.
Deprem, taş üstünde taş koymadı.
On binlerce can aldı, yine doymadı.

Allah insana bunca niymet verdi.
İnsanoğlu kıymet bilmedi, yerdi.
Allah deprem felaketini verdi.
17 bin kişi toprak altına serdi.

Salladı, dağı taşı denizi beşik gibi,
Adapazarı-Kocaeliyi yaptı eşik gibi.
Ayırmadı hiç yaşlı geç, zengin fakir.
Nice zengini etti 45 saniyede fakir.

İnsanoğlu anlayamadı, ne olduğunu.
Çok geç anladı, hesap sorulduğunu.
Sabah varıldı, felaketin büyük boyutuna.
17bin insanın şehit,20bin gazi olduğuna.

Ölenler toprak altına yattı.
Hayatta kalanlar hayretle baktı.
Bütün dünyanın yardımı aktı.
Ölenlerin hepsi şehit ve paktı.

Susmadı gece gündüz ambulans sireni.
Altı yedi ay tutmadı. Depremin freni.
Susmadı, insanların feryatları figanı.
Aktı binlerce insanın göz yaşı ve kanı.

Belli ki; bu insanoğluna bir ihtardı.
Bütün insanlara korku endişe sardı.
İlahi kudret her yeri (dağı-denizi) yardı.
Hayatta kalanlar devletle yaraları sardı.

Kalanlar için çadır kuruldu.
Ölenler için divana duruldu.
Suçlulardan hesap soruldu.
İnsan çalışmaktan yoruldu.

Zaman, zaman yağmur yağdı, sel oldu.
Zaman zaman rüzgar esti hep yel oldu.
Zor günde dostlar el oldu.
Nice tomurcuk gül soldu.

Saf dışı kaldı telefon, kesildi irtibat.
Her taraf yıkıldı, viran oldu, berbat.
Kesildi elektrik, bastı karanlık.
Kaybolduk, her yer de arandık.

Oy Marmara, Marmara,
Niceleri için oldun, bahtı kara,
Çok derin açtın, iyi olmaz, bu yara.
Devlet millet el ele sarılsın bu yara.

İnsanlar korkuyla yattı, endişeyle kalktı.
Bazı insanlar için deprem, kara bahttı.
45 bin apartman dayanamadı yan yattı.
Bazı insanlar korkup, kendisini yere attı.

Mütaahitler, çürük çürük bina yaptı.
Bunları, acımadan insanlara sattı.
Binalar depremde bir bir yan yattı.
Ölenler paktı, suçlular hapis yattı.

Ozan bayram daha fazla anlatamaz bu acıyı,
Dayanamaz görenlerin yüreği bu kadar acıyı.
Bence suçlular için dikilsin, darağacı.
Geriye kalanlar için bu, ölümden acı.

Bir gün olur da divan kurulur.
Bütün bunların hesabı sorulur
Belki¸suçlular sırattan kovulur.
Sağlam yapıyla insan korunur.

Ozan bayram der; bundan ibret alına,
Bu hususda verilen söze sadık kalına.
Bir daha kıymayalım insanın canına.
Yoksa yakışmaz Türk insanın şanına.

Bayram TUNCA
05.02.2000

ŞAİR,

ŞAİR,

Çile çeke, çeke dertli oldum.
Şiir yaza, yaza şair oldum.
Ben bu hususda, az mahir oldum.
Niyahet Onu görmeye nail oldum.

İçime ilham geldi, şiir yazıyorum.
Aklıma O geldi, hatıra yazıyorum.
Aklıma ölüm geldi, vasiyetimi yazıyorum
İlk günkü gibi, seni sevdiğimi yazıyorum.

Öyle kuru kuruya şairlik olmaz.
Izdırab çekmeden şairlik olmaz.
Ben bu yalan dünyada çok çektim.
Izdırabı çekenlerin içinde tektim.

Allah vermeseydi, kula bu aklı,
Her şey onun elinde, gizli saklı,
İstediğini dilediğini verir farklı.
Çalışıp bulana bu haz çok farklı.

Çalışıp çapalayıp bulamayan, kara bahtlı.
Kınamamak lazım, bu insanlar çok farklı.
Kimi çalışır çabalar, emellerini ulaşamaz.
Kimisi de, birbirini çok sever buluşamaz.

Dünya bu; kimi zengin, kimi fakir.
Kimileri şair, kimisi de şakir.
Kimileri şair, kimisi de zakir.
Kimi zengin yaşar, ölür fakir.

Aslında ne ilmim, ne de irfanım vardı.
Ne marifetim, ne de maretim vardı.
Bana, çektiğim çilenin ızdırabı, sardı.
Bütün bu acılardan bana şairlik sardı.

Lambaya kapadım, gözlerim açık kalmış.
Saati baktım, saat gece 0.2 olmuş.
Bilmem ki bu bayram a ne olmuş.
Şair Bayram bu şiirin adını şair koymuş.

Bayram TUNCA
25.05.2000

korkuyorum

korkuyorum artık seni sensiz yaşamaktan korkuyorum artık yine sensiz ölmekten korkuyorum arttık gençliğin nereye gidişinden korkuyorum artık yaşamaktan

korkuyorum

dilek

Sevgide emek isterim
Sevgide yürek isterim
Sevgilinin gözlerinde
Erimek isterim..

sözüm..1

evrende dolaşan ışık saçan yıldız olsan tüm gecemi seni izlemek için harcardım.

GÖÇMEDEN ÖNCE

PANZEHİR OL GEL KALBİME
BİR AZRAİL GELMEDEN ÖNCE
ISSIZ YÜREĞİME IŞIK VER
EBEDİYETE GÖÇMEDEN ÖNCE

Cehennem

Eller vardı tutamadığım,tutmaya korktuğum
dokunduğum zaman bedenimin donduğu vücutlar vardı
arkasından günlerce ağladığım aşklarım,
sıkıntıda birbiri ardına yaktığım keder sigaralarım ...
Bi de sen vardın kızım sen..
Bunların dışında bir yerde ne kelime ne deyim nede sözcüklerden oluşan herhangi
bir cümlenin seni anlatmaya yeteneği olmadığı tek sıradışı varlığım ..
Sen hep kaçtın,kovaladıkça battım ayazın içine
kalbimde hapis oldum çıkamadım içerden
9 ay yattım iflah olamadım gene sen gene sen
çıkaramadım aklımdan bedeninin kokusunu
donuk bakışlarını kestane saçlarını
elini tuttuğum zaman içimde patlayan volkanlar hiç bitmedi
depremler dinmedi
seneler geçti..
çook seneler
evlendim...
seni unuturum diye denedim herşeyi,herşeyi
seni hatırlatan herşeyi silmek istedim aklımdan ama beceremedim işte
yapamadım
kıyamadım sana
sonra bir kızım oldu
adını sen koydum
sarıldım ona günlerce gözlerimdeki yaşlarla
kendi ellerimle besledim onu elinden tutup saatlerce gezdirdim
sarılıp göğsüme bastırdım öptüm kokladım
her adını söyleyişimde ağlamak istedim doya doya
saatlerce günlerce ..
karşımda seni gördüm her baktığımda
Ama artık yapamıyorum
anladım ki insan sevmekten de ölüyomuş..
şimdi elimde bir silah karşımda resmin
dayamışım sakağıma
beni sana kavuşturacak tek şeye kaderimi
basıyorum tetiğe ve seni ebediyette bekliyorum
biliyorum geleceksin birgün
nedensizce
açacaksın kapıyı usulca ve sarılacaksın bana delice
işte o zaman kıyamet kopacak sen ve ben ayrı diyarlara
sen iyilik meleğim cennete gideceksin o temiz kalbinle
ben ise içimdeki tanrıya @@sana kulluk ettiğim@@ için cehennneme gideceğim
yanacağım uğruna ..
tıpkı her zaman ki gibi..
sevgini ateşinin beni yaktığı gibi..

Cehennem

Eller vardı tutamadığım,tutmaya korktuğum
dokunduğum zaman bedenimin donduğu vücutlar vardı
arakasından günlerce ağladığım aşklarım,
sıkıntıda birbiri ardına yaktığım keder sigaralarım ...
Bi de sen vardın kızım sen..
Bunların dışında bir yerde ne kelime ne deyim nede sözcüklerden oluşan herhangi
bir cümlenin seni anlatmaya yeteneği olmadığı tek sıradışı varlığım ..
Sen hep kaçtın,kovaladıkça battım ayazın içine
kalbimde hapis oldum çıkamadım içerden
9 ay yattım iflah olamadım gene sen gene sen
çıkaramadım aklımdan bedeninin kokusunu
donuk bakışlarını kestane saçlarını
elini tuttuğum zaman içimde patlayan volkanlar hiç bitmedi
depremler dinmedi
seneler geçti..
çook seneler
evlendim...
seni unuturum diye denedim herşeyi,herşeyi
seni hatırlatan herşeyi silmek istedim aklımdan ama beceremedim işte
yapamadım
kıyamadım sana
sonra bir kızım oldu
adını sen koydum
sarıldım ona günlerce gözlerimdeki yaşlarla
kendi ellerimle besledim onu elinden tutup saatlerce gezdirdim
sarılıp göğsüme bastırdım öptüm kokladım
her adını söyleyişimde ağlamak istedim doya doya
saatlerce günlerce ..
karşımda seni gördüm her baktığımda
Ama artık yapamıyorum
anladım ki insan sevmekten de ölüyomuş..
şimdi elimde bir silah karşımda resmin
dayamışım sakağıma
beni sana kavuşturacak tek şeye kaderimi
basıyorum tetiğe ve seni ebediyette bekliyorum
biliyorum geleceksin birgün
nedensizce
açacaksın kapıyı usulca ve sarılacaksın bana delice
işte o zaman kıyamet kopacak sen ve ben ayrı diyarlara
sen iyilik meleğim cennete gideceksin o temiz kalbinle
ben ise içimdeki tanrıya @@sana kulluk ettiğim@@ için cehennneme gideceğim
yanacağım uğruna ..
tıpkı her zaman ki gibi..
sevgini ateşinin beni yaktığı gibi..

Beni unutma unutma

Beni unutma unutma


Bilirsin unutulmak


Dokunur ya insana


Sen de kendi Payindan


Bir hatira sec ve o ben


Olayim unutma beni unutma!!!

Cöz Yasin Olmak isterdim

Göz Yasin olmak isterdim,


Gözlerinde Dogmayi,


Yanaklarinda Yasamayi,


Dudaklarinda Ölmek


icin Sevdigim !!!

BU ŞİİR HİÇ BİTMEYECEK

BİTMEYECEK BU ŞİİR GEÇMİYECEK

ARTIK ZAMANYEMİNİM VAR ARTIK

BİTMEYECEJK BU ŞİİRSENİ ANLATACAK

SONSUZLUGABİR ŞARKI OLACAK KİMİ

ZAMAN DÜŞMEYECEK DUDAKLARDAN KİMİ

ZAMAN HAYEL OLARAK KALACAKDİLLERDE

AMA BİTMİYECEK BU ŞİİRNİCE

MEVSİMLER GECECEKNİCE İNSANLAR

ÖLECEKAMA BU ŞİİR BİTMİYECEK

YAZACAGIM HEP ELLERİMLE

TIRNAKLARIMLADEDİMYA BİTMİYECEK BU

ŞİİR BİTMİYECEK ULAN!!!!!.

BU ŞİİR HİÇ BİTMEYECEK

BİTMEYECEK BU ŞİİR GEÇMİYECEK ARTIK ZAMANYEMİNİM VAR ARTIK BİTMEYECEJK BU ŞİİRSENİ ANLATACAK SONSUZLUGABİR ŞARKI OLACAK KİMİ ZAMAN DÜŞMEYECEK DUDAKLARDAN KİMİ ZAMAN HAYEL OLARAK KALACAKDİLLERDE AMA BİTMİYECEK BU ŞİİRNİCE MEVSİMLER GECECEKNİCE İNSANLAR ÖLECEKAMA BU ŞİİR BİTMİYECEK YAZACAGIM HEP ELLERİMLE TIRNAKLARIMLADEDİMYA BİTMİYECEK BU ŞİİR BİTMİYECEK ULAN!!!!!.

Bitti

Tüm Anılarınla Birlikte
Beni Eriten Lanet Olası Sevgin
Bitti Her An Seni Düşünmek
Geceler Boyu Hayalini Kurarak Ağlamak
Bitti Bir Umuttur Diye Günlerdir Seni Beklemek
Benliğimde Hayyalini Yaşatmak
Bitti Yüreğimde Hissettiğim Acılar
Senin İçin Yazılan Şiirler
Söylenen Bunca Şarkılar
Döktüğüm Bunca Yaşlar
Bitti Birtanem Gönlümün Çaresiz Bekleyişi
Ömrümün Her Anında Seni Sensiz Yaşamak
Bitti.

SEVGİLİYE ÖZLEM...

Bekle Be Postacı Acele Etme
Sevgilimden Mektup Varmı Postacı
Yok Deyipte Beni Perişan Etme
Sevgilimden Mektup Varmı Postacı
Mektup Yazmıştım Geçen Ayın 3 De
Cevap Gelmedi Korku Düştü İçime
Karıştır Çantanı Bir Bak İçine
Sevgilimden Mektup Varmı Postacı
Gün Biter Her Gece Yeniden Başlar
Uykumu Dağıtır Korkulu Düşler
Bir Zaman Bana Dünyayı Bağışlar
Sevgilimden Mektup Varmı Postacı
Hiç Haber Çıkmadı On Pazar
Beklerim Saatleri Yıllar Kadar Uzar
Zarfın Üzerinde Nuray Saygılı Yazar
Sevgilimden Mektup Varmı Postacı
Nuray Saygılı
11/4/1998

SENİ SEVİYORUM DİYEMEMEK...

Seni Görmek,Görüpte Dokunamamak
Gözlerine Bakmak ,Bakıpta “Seni Seviyorum”Diyememek
Günahlarımın Bedeli Olsa Gerek
Aynı Çatı Altındayken Bile Birbirimizden Uzaklarda
Yanındayken Bile İki Yabancı Gibi Olmak
Acıların En Büyüğü Olsa Gerek...
“Seni Takmıyor ,Görmüyor,Sevmiyor” Diyen
İnsanlarla Mücadele Etmek,
Kanayan Kırılan Kalbimi Sana Açamamak
Zorların En Zoru Olsa Gerek..
Amam Her Ne Olursa Olsun !
Her Gece ; Başımı Gözyaşlarımla Islanmış
Yastığımla Koyduğum Her Gece,
Kaygısızca En Ufak Bir Tereddüt Bile Duymadan
“Seni Seviyorum” Diye Haykırabiliyorsam
İşte Bu Birtanem
AŞKLARIN ENBÜYÜĞÜ OLSA GEREK

Zamanı Geçti

Gönül Vefasızı Yar Diye Seçti
En Güzel Yıllarım Hep Boşa Geçti
Seni Sevdiğime Bin Pişman Oldum
Pişman Oldum Desem Zamanı Geçti
Aşk Badesini Gönlüm Elinden İşti
O Badeyle Dünyam Birden Değişti
İki Can Doymadan Sevdi Sevişti
Affetdesen Bile Zamanı Geçti
Elime Yazdığın Mektubun Geçti
O Sözlerle Gönlüm Kendinden Geçti
Canımı,Kanımı Su Gibi İçti
Bana Dön Diyorsun Zamanı Geçti
Beni Yıkan O Vefasız Gidişti
Sensiz Kalan Gönlüm Bin Çile Çekti
Aşkınla İçtim Her Gün Her Geceyi
İçme Desen Artık Zamanı Geçti
Nuray Saygılı
6/12/1997
Salı