7 Kasım 2013 Perşembe

kurtlar vadisi pusu son bölüm

Perşembe akşamlarının en üst seviyedeki dizisi Kurtlar Vadisi Pusu bu haftada tekrardan nefesleri kesecek bir bölümle izleyicilerinin karşısına çıkıyor.

Kara'nın torununu kurtarmak amaçlı Poyraz'a yaptığı oyun meydana mı çıkacak mı?

Cahit içerisine düştüğü cendereden ne şekilde çıkacak?

Ak Saçlı'nın (Polat Alemdar) gözlerine inanamadığı mevzu ne?

Tüm bu soruların cevabı Perşembe akşamı Kurtlar Vadisi Pusu'da. ,

28 Ekim 2013 Pazartesi

Ölüm ve Sen Şiiri

Ömrümüzü onay eden Allah

Bilir ne civarında yaşayacağımızı

Ve ne acılarla tanışacağımızı

Benim Cahit'e yönelik iki yılım kaldı

Yarılamaya ömrümü, ama

Cahit dahi tamamlayamadı

Ansızın göçüp gitti aramızdan

Kimin garantisi var zaten

Yarına sağ çıkmaya

Öyleyse nedir bu kavgalar

Nedir paylaşılamayanlar

Kim götürmüş ki zaten

Giderken bu dünyadan

Ve neyi, ne kadar

Sevmek sebep tüm insanları

Ama bazılarını daha da dahada fazla

Evet Cahit'e yönelik iki yıl

730gün yani, ya sonra

Kaç birey hatırlar acaba

Öldükten ek olarak sonra beni

Ya ben hatırlar mıyım acaba

Öldükten ek olarak sonra da seni.

Ölüm ve Sen Şiiri

Ömrümüzü onay eden Allah

Bilir ne civarında yaşayacağımızı

Ve ne acılarla tanışacağımızı

Benim Cahit'e yönelik iki yılım kaldı

Yarılamaya ömrümü, ama

Cahit dahi tamamlayamadı

Ansızın göçüp gitti aramızdan

Kimin garantisi var zaten

Yarına sağ çıkmaya

Öyleyse nedir bu kavgalar

Nedir paylaşılamayanlar

Kim götürmüş ki zaten

Giderken bu dünyadan

Ve neyi, ne kadar

Sevmek sebep tüm insanları

Ama bazılarını daha da dahada fazla

Evet Cahit'e yönelik iki yıl

730gün yani, ya sonra

Kaç birey hatırlar acaba

Öldükten ek olarak sonra beni

Ya ben hatırlar mıyım acaba

Öldükten ek olarak sonra da seni.

30 Mayıs 2013 Perşembe

Eğer

Gençliğim ardınca sürünsün dursun
Aşkına ihanet edersem eğer,
En kalpsiz cellatlar boynumu vursun
Senden başkasını seversem eğer,

Sen benım canım hem de cananımsın
Senin için isterse bütün kainat yansın
Bırak da bu kız aşkına kansın
Kahpedir başka kalp severse eğer.

senin elinde

Sana adadım bu canımı
Elindedir ister al ister bağışla
Zaten hasret kuruttu damarımdaki kanı
Elindedir ister al ister bağışla...

senin elinde

Sana adadım bu canımı
Elindedir ister al ister bağışla
Zaten hasret kuruttu damarımdaki kanı
Elindedir ister al ister bağışla...

Eğer

Gençliğim ardınca sürünsün dursun
Aşkına ihanet edersem eğer,
En kalpsiz cellatlar boynumu vursun
Senden başkasını seversem eğer,

Sen benım canım hem de cananımsın
Senin için isterse bütün kainat yansın
Bırak da bu kız aşkına kansın
Kahpedir başka kalp severse eğer.

Hasret

Biraz buruk bir duygu yüklenirse yüreğine,
Gözlerin zaman zaman takılırsa uzaklara,
Kulakların zamansız deli gibi çınlarsa,
Bilki bir yerlerde özlemişsindir.

Hasret

Biraz buruk bir duygu yüklenirse yüreğine,
Gözlerin zaman zaman takılırsa uzaklara,
Kulakların zamansız deli gibi çınlarsa,
Bilki bir yerlerde özlemişsindir.

20 Nisan 2013 Cumartesi

Nerdesin?

NERDESİN ?

Senden haber gelmez oldu,
Nerelerde, ne haldesin ?
Soldu yüzüm gülmez oldu,
Nerelerde, ne haldesin ?

Yüreğimi açıyorsun,
Sevgi ekip saçıyorsun,
Birden bire kaçıyorsun,
Nerelerde, ne haldesin ?

Her an seni anıyorum,
Herkesi sen sanıyorum,
Senin için yanıyorum,
Nerelerde, ne haldesin ?


Mektubunu okuyorum,
Hasretini dokuyorum,
İnan ki sen kokuyorum,
Nerelerde, ne haldesin ?

Senle mutlu,senle varım,
Sen olmadan ne yaparım,
Kışa döndü ilkbaharım,
Nerelerde, ne haldesin ?

Gönül işte durulmuyor,
Usanmıyor, yorulmuyor,
Sensiz mutlu olunmuyor,
Nerelerde, ne haldesin ?
Kaynak: Şiir - YediYedi.com

Nerdesin?

NERDESİN ?

Senden haber gelmez oldu,
Nerelerde, ne haldesin ?
Soldu yüzüm gülmez oldu,
Nerelerde, ne haldesin ?

Yüreğimi açıyorsun,
Sevgi ekip saçıyorsun,
Birden bire kaçıyorsun,
Nerelerde, ne haldesin ?

Her an seni anıyorum,
Herkesi sen sanıyorum,
Senin için yanıyorum,
Nerelerde, ne haldesin ?

Kartpostal

KARTPOSTAL

Bilmeliydin bir şeyi,
Sendin tutunduğum dal.
Yıktı bütün her şeyi,
Gönderdiğin kartpostal.



Titremişti ellerim,
Heyecanla açmıştım.
Ya“Canım” ya “Sevgilim”
Yazdığını sanmıştım.

Satır satır taradım,
Saygı ve dilek çoktu.
Yazık ki bulamadım,
Seven bir yürek yoktu.

“Arkadaşım” diyerek,
Mesafeyi koymuşsun.
Aşk senin nene gerek,
Sen sevgiye doymuşsun.

SORARIM

Ne duamda yer alacak
Ne bedduam olacaksın
Pek çok pişman olacak
Hemde çok ağlayacaksın

Derdini anlatacak
Başını yaslayacak
Ne de sana sızlayacak
Bir de yürek bulacaksın


Bir gün beni arayacak
Hüsranla dolacaksın
Sevgiden sevgiliden
Hiç bir şey kalmayacak

Yüreğin burkulacak
Gözlerin yaş dolacak
O güzel günlerinden
Geriye ne kalacak

SORARIM

Ne duamda yer alacak
Ne bedduam olacaksın
Pek çok pişman olacak
Hemde çok ağlayacaksın

Derdini anlatacak
Başını yaslayacak
Ne de sana sızlayacak
Bir de yürek bulacaksın

Kartpostal

KARTPOSTAL

Bilmeliydin bir şeyi,
Sendin tutunduğum dal.
Yıktı bütün her şeyi,
Gönderdiğin kartpostal.

Sen İste

SEN İSTE


Susma konuş dilinden
Çıksın artık bir çift söz.
Bekliyor bunu senden,
Bak burada iki göz.

Sabretmemi istersen,
Günü güne eklerim.
Beklememi dilersen,
Ömür boyu beklerim.


Tek isteğim mutluluk,
Umrumda mı el alem.
Çıktığım bu yolculuk,
Yüreğine bir tanem.

Sabretmemi istersen,
Günü güne eklerim.
Beklememi dilersen,
Ömür boyu beklerim.

Unutmadınsa eğer,
Aç kapını gireyim.
İnan dünyaya değer,
Varsa kalbinde yerim.

Sabretmemi istersen,
Günü güne eklerim.
Beklememi dilersen,
Ömür boyu beklerim.

Sen İste

SEN İSTE


Susma konuş dilinden
Çıksın artık bir çift söz.
Bekliyor bunu senden,
Bak burada iki göz.

Sabretmemi istersen,
Günü güne eklerim.
Beklememi dilersen,
Ömür boyu beklerim.

Ağlatan Gülmez

AĞLATAN GÜLMEZ

Hayat bir yolculuk, insan yolcusu,
Mutluluk kullara, gönül uykusu,
Elde etmek zordur, onu doğrusu,

Kaçarsa elinden, bir daha dönmez,
Unutma bu sözü ; “ağlatan, gülmez”

Denmiş ; “rüzgar eken,fırtına biçer”
Akıl gelir başa, iş işten geçer,
Bilenler kem sözü, demeden seçer,


Çıkarsa dilinden, bir daha dönmez,
Unutma bu sözü ; “ağlatan, gülmez”

Bilmem lazım deyip, her şeyi sorma,
Kabüllen kaderi, kafanı yorma,
Sevdiğini sakın, incitme kırma,

Bıkar ise senden, bir daha dönmez,
Unutma bu sözü, “ağlatan, gülmez”

Ne gerek çok söze, işin özü şu;
Hayatında vardır, düzü-yokuşu,
Kolay konmaz başa, şans-talih kuşu,

Uçarsa ilinden, bir daha dönmez,
Unutma bu sözü, “ağlatan, gülmez”

Ağlatan Gülmez

AĞLATAN GÜLMEZ

Hayat bir yolculuk, insan yolcusu,
Mutluluk kullara, gönül uykusu,
Elde etmek zordur, onu doğrusu,

Kaçarsa elinden, bir daha dönmez,
Unutma bu sözü ; “ağlatan, gülmez”

Denmiş ; “rüzgar eken,fırtına biçer”
Akıl gelir başa, iş işten geçer,
Bilenler kem sözü, demeden seçer,

Yâr Olur musun?

YÂR OLUR MUSUN ?


Anlatmak ne mümkün yaram derinde,
Derdimin şifâsı senin elinde,
İnanır sözüme durmaz yerinde,
Coşar gelir bana, yâr olur musun ?

Allah aşkına düşünüp bir ara,
Aldırmadan fırtına tipi kara,
Benden beklemeyi koyup kenara,
Şaşar gelir bana, yâr olur musun ?


Sevgiye susamış, içip kanmışsam,
Uğruna kül olup, sana yanmışsam,
Açtığın yarayı sarar sanmışsam,
Koşar gelir bana, yâr olur musun ?

Yakıp yıkıp, sonra da kaçar mısın ?
Ya da “kısmet” der, yola çıkar mısın ?
Su gibi engelleri yıkar mısın ?
Taşar gelir bana, yâr olur musun ?

Kırıp zincirleri, prangaları,
Sonra üzerine giyip alları,
Ovayı, dağları uzun yolları,
Aşar gelir bana, yâr olur musun ?

Yâr Olur musun?

YÂR OLUR MUSUN ?


Anlatmak ne mümkün yaram derinde,
Derdimin şifâsı senin elinde,
İnanır sözüme durmaz yerinde,
Coşar gelir bana, yâr olur musun ?

Allah aşkına düşünüp bir ara,
Aldırmadan fırtına tipi kara,
Benden beklemeyi koyup kenara,
Şaşar gelir bana, yâr olur musun ?

BENDE Kİ SEN

Sen benim adımdın
Herkesin çağırdığı
Sen benim kaynağımdın
Suların fışkırdığı

Sen benim hayallerimden
Rüyalarıma dolan
Sen benim yıldızımdın
Bir görünüp bir kaybolan


Sen benim kanımdın
Damarıma can veren
Sen benim nefesimdin
Ciğerlerime giren

Sen benim ateşimdin
Alev alev yandığım
Sen benim bebeğimdin
Evcilik oynadığım

Olamazsan olmazımdın
Sen bana benden yakın
Sensiz yaşayamam ben
Hoşçakal deme sakın

BENDE Kİ SEN

Sen benim adımdın
Herkesin çağırdığı
Sen benim kaynağımdın
Suların fışkırdığı

Sen benim hayallerimden
Rüyalarıma dolan
Sen benim yıldızımdın
Bir görünüp bir kaybolan

Bayram Mesajı

BAYRAM MESAJI

Emir bu ; “olan versin”
Ver ki, bereketlensin,
Olmayanda sevinsin
Açsa doysun insanlar,
Bayram olsun bayramlar.

Sevgi ister küçükler,
Saygı bekler büyükler,
Son bulmalı küslükler,
Mutlu olsun insanlar,
Bayram olsun bayramlar.


Sözümüz anlaşılır;
“Zor birlikte aşılır”
Sevince kaynaşılır,
Sevgi dolsun insanlar,
Bayram olsun bayramlar.

Mümtaz, daha ne desin,
Analar inlemesin,
Her gün şehit gelmesin!
Huzur bulsun insanlar,
Bayram olsun bayramlar.

Bayram Mesajı

BAYRAM MESAJI

Emir bu ; “olan versin”
Ver ki, bereketlensin,
Olmayanda sevinsin
Açsa doysun insanlar,
Bayram olsun bayramlar.

Sevgi ister küçükler,
Saygı bekler büyükler,
Son bulmalı küslükler,
Mutlu olsun insanlar,
Bayram olsun bayramlar.

UNUTAMAYACAKSIN

Beni unutmak istedikçe,
Bir sızı kaplayacak yüreğini.
Kalbine bir burukluk çökecek,
İki sevgili gördükçe el ele dolaşan
Aklına ben geleceğim.


Sen kaçtıkça hatıralardan,
Onlar yakana yapışacak.
Bir sigara yakacaksın yarı pişman,
Beni sevdiğini itiraf edemeyeceksin

Yediremeyeceksin gururuna,
Bir gün çekip gideceksin buralardan
Beni unutmak ümidiyle,
Deli divane olacaksın.
Ama beni unutamayacaksın!

UNUTAMAYACAKSIN

Beni unutmak istedikçe,
Bir sızı kaplayacak yüreğini.
Kalbine bir burukluk çökecek,
İki sevgili gördükçe el ele dolaşan
Aklına ben geleceğim.

Bilemedin

BİLEMEDİN

Kederi tasayı koyup kenara,
Düşündüm her şeyi yazmalı artık.
Dedim gerekirse kopmalı nara,
Gönül suskunluğu bozmalı artık.

“Senin eskimeni istemem” demiş,
Dostluk niyetini belli etmiştin.
Halbuki ben seni öyle bir sevmiş,
Mecnunun olmuştum, bilememiştin.


Yaşamak kim için, sevgi kim için?
Aşk arzusu dile gelmeli artık.
Kaderine küsmek, ağlamak niçin?
Yaş döken tüm gözler, gülmeli artık.

“Senin eskimeni istemem” demiş,
Dostluk niyetini belli etmiştin.
Halbuki ben seni öyle bir sevmiş,
Mecnunun olmuştum, bilememiştin.

Bilemedin

BİLEMEDİN

Kederi tasayı koyup kenara,
Düşündüm her şeyi yazmalı artık.
Dedim gerekirse kopmalı nara,
Gönül suskunluğu bozmalı artık.

“Senin eskimeni istemem” demiş,
Dostluk niyetini belli etmiştin.
Halbuki ben seni öyle bir sevmiş,
Mecnunun olmuştum, bilememiştin.

Sana Yenik Düştüm

Sana yenik düştüm,
Aşkına sevdana,
Ağlayan gözlerimde sen,
Terleyen vucudumdan sen aktın,
Bir güvercin gibi uçtun uzaklara,
Belki istemeden ayrıldık. Ama...



Bugün seni ölesiye özledim,
Sıcak ellerini tutmak istiyor ellerim,
Hep gözlerine bakmak istiyor
gözlerim,
Bugün seni ölesiye özledim,

Sana Yenik Düştüm

Sana yenik düştüm,
Aşkına sevdana,
Ağlayan gözlerimde sen,
Terleyen vucudumdan sen aktın,
Bir güvercin gibi uçtun uzaklara,
Belki istemeden ayrıldık. Ama...

9 Nisan 2013 Salı

Gülme Şiiri

GÜLME AŞKKIMA TER EDİPDE GİTTİN DİYE
TÜM DEYERLERİMİ EYLENCE EDEMEZSİN KENDİNE
SEVMEDİYSEN SEVMEDİN
GİTTİNSE GİTTİN BEEE!!.
NE BU EYLENCE NE BU GÜLÜŞ
ŞEREFSİZLİYİNİ...
OYUNCAKMI ETTİN KENDİNE....

Gülme Şiiri

GÜLME AŞKKIMA TER EDİPDE GİTTİN DİYE
TÜM DEYERLERİMİ EYLENCE EDEMEZSİN KENDİNE
SEVMEDİYSEN SEVMEDİN
GİTTİNSE GİTTİN BEEE!!.
NE BU EYLENCE NE BU GÜLÜŞ
ŞEREFSİZLİYİNİ...
OYUNCAKMI ETTİN KENDİNE....

5 Nisan 2013 Cuma

Nazım Hikmet Yaşım 19


Benim ilk çocuğum, ilk hocam, ilk yoldaşım
19 yaşım
Sana anam gibi hürmet ediyorum
Edeceğim
Senin ilk arşınladığın yoldan gidiyorum
Gideceğim
Benim ilk çocuğum, ilk hocam, ilk yoldaşım
19 yaşım
*
Çok uzaklarda yuvarlanıyor başım
Oturuyor 19 yaşım
Yatağımın başucunda
Ellerimin avucunda
Bana diyor ki;
– kafamızda getirelim geri
O delikanlı günleri cancazım,
O dehşetli güzel günleri…
*
Köpüklü şahlanışların dönüm yeri..
Dünyanın altıda biri;
Kan içinde doğuran ana..
İstasyondan istasyona
Yalınayak
Tankları kovalayarak
Açlıkla yarış…
Şarkıların boyu kilometre
Ölümün boyu bir karış…
*
Kafkas;
Güneş
Sibirya;
Kar
Seslenebildiğiniz kadar ses-
-lenin
24 saatte 24 saat Lenin
24 saat Marks
24 saat Engels
Yüz dirhem kara ekmek,
20 ton kitap
Ve 20 dakika şey! ..
*
Ne günlerdi heheheeey
Onlar ne günlerdi ahbap! ! ..
Çok uzaklarda yuvarlanıyor başım
Duruyor karanlıkta 19 yaşım
Lambayı yakıyorum
Ona hayretle
Muhabbetle
Hürmetle
Ve daha bilmem neyle bakıyorum
Bakışıyoruz
*
Yılların arkasında çırptı kanadını
‘Strasroy Ploşaat’ ın saat kulesi
Yaşıyor herhangi bir 24 saatini
Vatandaş kavgasının darülfünun talebesi;
Balık çorbası, tüfek talimi, tiyatro, balet
KİTAP..
Patetes kamyonu başında süngü tak bekle nöbet
KİTAP… KİTAP…
Madde, şuur, istismar, fazla kıymet
KİTAP… KİTAP… KİTAP…
Manikür;
Hayır,
Diş fırçası;
Evet.
KİTAP… KİTAP… KİTAP…
Bu ne 24 saat
Bu ne 24 saattir ahbap! !
*
Aşk;
Yoldaş,
Profesör;
Yoldaş,
Zenci;
Coni,
Alman;
Telman,
Çinli;
Li
Ve 19 yaşım
Yoldaş da yoldaş, yoldaş da yoldaş,
Yoldaşım…
Yılların arkasında yuvarlanıyor başım
Başım yuvarlanıyor
Uzun saçlarından tutuştu yıllar
Yıllar yanıyor
Yanıyor da yanıyor…
*
Oku
Yaz
Boz
Bağır
Çağır!
Bütün kuvvetinle nefes al…
Kafanda, kalbinde
Etinde
İskeletinde ihtilal…
İhtilal;
Gündüz-gece
Gece ormanda çam dalları yakarak,
Bembeyaz
Yusyuvarlak aya bakarak,
Hep bir ağızdan şarkılar söyleniyor..
Ve bu anda
Kuvvetli dinç
Bir ağrıdan gelen deli bir sevinç
Sıçrar atlar köpüklenir çatlar
Kafanda…
*
Haaayydaa,
Beyaz orduları dumanlı ufuklar gibi önüne katan
Bir kızıl süvarisin,
Bir kızıl süvariyim,
Bir kızıl süvariyiz,
Bir kızıl, , , , ,
Geçti üç yıl
Ey benim 19 yaşım,
Ormanda çam dalları yaktığımız
Hep bir ağızdan şarkılar söyleyerek aya baktığımız
Gecelerin üstünden……..
Ben yine söylüyorum aynı şarkıları
Döndürmedi rüzgar beni havada yaprağa,
Ben kattım önüme rüzgarı…
Ve sen ki en yıkılmazları yıkabilirsin,
Gözüme bakabilir
Elimi sıkabilirsin…
Ve sen ki…
Sen,
BENİM İLK ÇOCUĞUM, İLK HOCAM, İLK YOLDAŞIM
19 YAŞIM

Nazım Hikmet Yaşım 19


Benim ilk çocuğum, ilk hocam, ilk yoldaşım
19 yaşım
Sana anam gibi hürmet ediyorum
Edeceğim
Senin ilk arşınladığın yoldan gidiyorum
Gideceğim
Benim ilk çocuğum, ilk hocam, ilk yoldaşım
19 yaşım
*
Çok uzaklarda yuvarlanıyor başım
Oturuyor 19 yaşım
Yatağımın başucunda
Ellerimin avucunda
Bana diyor ki;
– kafamızda getirelim geri
O delikanlı günleri cancazım,
O dehşetli güzel günleri…
*
Köpüklü şahlanışların dönüm yeri..
Dünyanın altıda biri;
Kan içinde doğuran ana..
İstasyondan istasyona
Yalınayak
Tankları kovalayarak
Açlıkla yarış…
Şarkıların boyu kilometre
Ölümün boyu bir karış…
*
Kafkas;
Güneş
Sibirya;
Kar
Seslenebildiğiniz kadar ses-
-lenin
24 saatte 24 saat Lenin
24 saat Marks
24 saat Engels
Yüz dirhem kara ekmek,
20 ton kitap
Ve 20 dakika şey! ..
*
Ne günlerdi heheheeey
Onlar ne günlerdi ahbap! ! ..
Çok uzaklarda yuvarlanıyor başım
Duruyor karanlıkta 19 yaşım
Lambayı yakıyorum
Ona hayretle
Muhabbetle
Hürmetle
Ve daha bilmem neyle bakıyorum
Bakışıyoruz
*
Yılların arkasında çırptı kanadını
‘Strasroy Ploşaat’ ın saat kulesi
Yaşıyor herhangi bir 24 saatini
Vatandaş kavgasının darülfünun talebesi;
Balık çorbası, tüfek talimi, tiyatro, balet
KİTAP..
Patetes kamyonu başında süngü tak bekle nöbet
KİTAP… KİTAP…
Madde, şuur, istismar, fazla kıymet
KİTAP… KİTAP… KİTAP…
Manikür;
Hayır,
Diş fırçası;
Evet.
KİTAP… KİTAP… KİTAP…
Bu ne 24 saat
Bu ne 24 saattir ahbap! !
*
Aşk;
Yoldaş,
Profesör;
Yoldaş,
Zenci;
Coni,
Alman;
Telman,
Çinli;
Li
Ve 19 yaşım
Yoldaş da yoldaş, yoldaş da yoldaş,
Yoldaşım…
Yılların arkasında yuvarlanıyor başım
Başım yuvarlanıyor
Uzun saçlarından tutuştu yıllar
Yıllar yanıyor
Yanıyor da yanıyor…
*
Oku
Yaz
Boz
Bağır
Çağır!
Bütün kuvvetinle nefes al…
Kafanda, kalbinde
Etinde
İskeletinde ihtilal…
İhtilal;
Gündüz-gece
Gece ormanda çam dalları yakarak,
Bembeyaz
Yusyuvarlak aya bakarak,
Hep bir ağızdan şarkılar söyleniyor..
Ve bu anda
Kuvvetli dinç
Bir ağrıdan gelen deli bir sevinç
Sıçrar atlar köpüklenir çatlar
Kafanda…
*
Haaayydaa,
Beyaz orduları dumanlı ufuklar gibi önüne katan
Bir kızıl süvarisin,
Bir kızıl süvariyim,
Bir kızıl süvariyiz,
Bir kızıl, , , , ,
Geçti üç yıl
Ey benim 19 yaşım,
Ormanda çam dalları yaktığımız
Hep bir ağızdan şarkılar söyleyerek aya baktığımız
Gecelerin üstünden……..
Ben yine söylüyorum aynı şarkıları
Döndürmedi rüzgar beni havada yaprağa,
Ben kattım önüme rüzgarı…
Ve sen ki en yıkılmazları yıkabilirsin,
Gözüme bakabilir
Elimi sıkabilirsin…
Ve sen ki…
Sen,
BENİM İLK ÇOCUĞUM, İLK HOCAM, İLK YOLDAŞIM
19 YAŞIM

1 Nisan 2013 Pazartesi

Delikanlım İyi Bak Yıldızlara

Delikanlım
İyi bak yıldızlara,
Onları belki bir daha göremezsin.
Belki bir daha
Yıldızların ışığında
Kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin..
Delikanlım !
Senin kafanın içi
Yıldızlı karanlıklar
Kadar
Güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
Yıldızlar ve senin kafan
Kâinatın en mükemmel şeyidir.
Delikanlım !
Sen ki, ya bir köşe başında
Kan sızarak kaşından
Gebereceksin,
Ya da bir darağacında can vereceksin.
İyi bak yıldızlara
Onları göremezsin belki bir daha…

Delikanlım !
Belki beni anladın,
Belki anlamadın.
Kesiyorum sözümü.
Sevmek mükemmel iş delikanlım.
Sev bakalım…
Mademki kafanda ışıklı bir gece var,
Benden izin sana,
Sev sevebildiğin kadar.
Kaynak: YediYedi.com | Şiir Arşivi

Delikanlım İyi Bak Yıldızlara

Delikanlım
İyi bak yıldızlara,
Onları belki bir daha göremezsin.
Belki bir daha
Yıldızların ışığında
Kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin..
Delikanlım !
Senin kafanın içi
Yıldızlı karanlıklar
Kadar
Güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
Yıldızlar ve senin kafan
Kâinatın en mükemmel şeyidir.
Delikanlım !
Sen ki, ya bir köşe başında
Kan sızarak kaşından
Gebereceksin,
Ya da bir darağacında can vereceksin.
İyi bak yıldızlara
Onları göremezsin belki bir daha…

10 Mart 2013 Pazar

seviyorum

SEVİYORUM SEVMENİN ACI VERDİĞİNİ HER SEVENİN SEVİLMEDİĞİNİ BİLEREK SEVİYORUM GENEDE UFACIK BİR ÜMİT TAŞIYORUM BELKİ SEVEN SEVİLİR DİYE SEVGİ BİR GÜN ACI VERMEKTEN YORULUR YORULURDA SEVENLERİ KAVUŞTURUR DİYE SEVİYORUM Koray........

seviyorum

SEVİYORUM SEVMENİN ACI VERDİĞİNİ HER SEVENİN SEVİLMEDİĞİNİ BİLEREK SEVİYORUM GENEDE UFACIK BİR ÜMİT TAŞIYORUM BELKİ SEVEN SEVİLİR DİYE SEVGİ BİR GÜN ACI VERMEKTEN YORULUR YORULURDA SEVENLERİ KAVUŞTURUR DİYE SEVİYORUM Koray........

#ÇOK SEVDİM (Aşk Şiiri)

Ben seni;
sensiz geçen gecelerde
söylediğim şarkılarda sevdim
Yüreğimden kopup gelen
ve daha dudaklarımdan
dökülmeden düğümlenen mısralarda
Her söyleyişte;
içimi kor gibi eriten
yalnızlık türkülerinde sevdim
Sen yoksun yanımda
Yürüyorum yapayanlız
Ankara sokaklarında
Ankara sensiz soğuk
Ankara sensiz yanlızlık
Sadece ben,hayalin ve karanlık
Gökteki yıldızlar kadar
uzaksın bana
Ben seni gözlerin gibi
parıldayan yıldızlarda sevdim
Oysa şimdi sen de yoksun Ankara"da
yıldızlarda
Hiç beni sevmeyeceksin biliyorum
Ama ben sei;
senin beni sevmeyeceğini
bile bile sevdim
Ve ben seni...
HALA ÇOK SEVİYORUM

#ÇOK SEVDİM (Aşk Şiiri)

Ben seni;
sensiz geçen gecelerde
söylediğim şarkılarda sevdim
Yüreğimden kopup gelen
ve daha dudaklarımdan
dökülmeden düğümlenen mısralarda
Her söyleyişte;
içimi kor gibi eriten
yalnızlık türkülerinde sevdim
Sen yoksun yanımda
Yürüyorum yapayanlız

#Sevgilim Şiiri

Artık eski aşklarımı yazmayacağım
Sevdiklerimi üzmemek için,
Sadece seni yazacağım ey sevgili
Seni anlatacağım delicesine
Zaman zaman fırtınalı olsa da yaşam
Sen bana liman, ben sana liman,
Demir attım yıllar öncesinden,
Gönül hiç dinlemiyor aman.
Aslında hoşuma da gidiyor
Beni kıskanman yıllardan
Yalnız gittiğim yollardan
Lakin o güzel bedeni
Mahrum etme kollarımdan
Sarıl bana, öp beni derinden
Ateşler çıkar her yerimden

#Sevgilim Şiiri

Artık eski aşklarımı yazmayacağım
Sevdiklerimi üzmemek için,
Sadece seni yazacağım ey sevgili
Seni anlatacağım delicesine
Zaman zaman fırtınalı olsa da yaşam
Sen bana liman, ben sana liman,
Demir attım yıllar öncesinden,

#Sadece Sen

Havada sen kokusu
Üstüme düşen damla sen
Senin sesin rüzgarla gelen
Bu gözün gördüğü sen
Ne sağımda, ne solumda
Beynimin içinde sen

#Sadece Sen

Havada sen kokusu
Üstüme düşen damla sen
Senin sesin rüzgarla gelen
Bu gözün gördüğü sen
Ne sağımda, ne solumda
Beynimin içinde sen

27 Ocak 2013 Pazar

Sizin Hiç Anneniz Öldü mü? Benim Öldü

Kalk anam kalk, Allah aşkına kalk
bak mevsim umut mevsimi
papatya mevsimi, gül mevsimi
mevsim bahar
dağlar kar
suların coşup taştığı zamandır...
Kalk yarasına merhem olduğum kalk
ben geldim uyan da bir bak
yatma öyle sessiz, öyle nefessiz n’olur
yatma öyle çaresiz
aç gözlerini yaşadığını bileyim
gülersen güleyim
ağlarsan gözyaşını sileyim
oynat kirpiklerini bulutlar uçsun gözlerinde
bahar yağmurları yıkasın saçlarını
ölmek gerekiyorsa ben öleyim...
Kalk anam kalk, Allah aşkına kalk
ben geldim uyan da bak
kime bu nazın, kime bu küsün
bu inat niye
konuş benimle, Allah aşkına konuş
yatma öyle sessiz, öyle nefessiz kurban olduğum
bir ses ver, bir nefes
yaşadığını bileyim...
Kalk anam kalk, Allah aşkına kalk
ben geldim uyan da bir bak
saklandığımız kovuklarda
şidetli yağmurlar yağsın yine
rüzgarlar essin, fırtınalar kopsun, şimşekler çaksın
koynuna al beni, sarıl sımsıkı
başımı göğsüne yaslayayım
yeneyim bütün korkularımı
ve sen beni hiç bırakma, bıkma n'olur
Koynuna al yine,
sarıl sımsıkı üşüyorum
korkuyorum yıldızlar uykuya yattığında
tut elimden güneşe götür beni
saçları sümbül anam, yanağı gül anam
sayki, küçük bir çocuğum daha hiç büyümedim
şimdi ben ne yaparım, nereye giderim
kime gösteririm kanayan dizlerimi...
Uyan anam bak sümbül vakti, gül vakti
bin hayat tomurcuğu umuda kızarır dallarda
usul, ağır, yorgun uyuyor bedenin
ah ne kadarda güzelsin anam
uyan kurban olduğum uyan da bir bak
rüzgar vakti dağlarda, sevda vakti...
Tut elimden kırlara gidelim
beyaz papatyalar toplayayım sana
düşersen yalnız kalırım
gidersen öksüz
taşıyamaz yüreğimin ağrısını hiç bir beden...
Kalk Allah aşkına kalk
böyle yapayalnız boynu bükük koma beni
senin sıcaklığından ayrı, sevginden uzak
kime koşarım, nasıl yaşarım böyle bir başıma
teninin kokusunu özledim anne, sımsıcak nefesini
yavrum diyen o nazlı yumuşacık sesini
hadi uyan canyoldaşım, gözbebeğim
sarı gülüm, altın kalplim, iyilik meleğim
gözlerime acılar yağdıran
kalk ki, yine türküler söyleyeyim sana
Ey dağlar taşlı dağlar
başı telaşlı dağlar
ben anamı yitirdim
gözlerim yaşlı dağlar
Bağların gülü kaldı
gamlı bülbülü kaldı
ah komşular komşular
ben annemi yitirdim
boynum bükülü kaldı
Kalk anam kalk Allah aşkına kalk
sensiz bu yürek nasıl dayanır
derdini kalem olup yazmaya, dil olup söylemeye
sana sarılmayı özledim, nazlanıp darılmayı
kanayan gözlerimde sızılar akıyor bak
kırmızı yağmurlar yağıyor üzerime
ıslanıyor sensiz kalan yanım
hadi uyan yüreğini öptüğüm
koma beni buralarda yalnız
bırakıp gitme
yıkılırım
kahrolurum
bir kez değil, her gün bin kez ölürüm...
Sarılki
kokun sinsin tenime anne
sevgin işlesin yüreğime
bu yalancı dünyada kimim varki senden başka
gözlerimden öpecek, üstümü örtecek
karanlık soğuk gecelerde...
Kalk anam Allah aşkına kalk
karanlık çöküyor bak goncagül sevinçler üstüne
boynunu büküyor yaşam
yaralı ceylanlar meliyor uzak dağbaşlarında
turnalar da geçmiyor artık
kalk Allah aşkına kalk
sen bir maral ol, ben ceylan
dağlar gökkuşağı olsun, ovalar seyran
Sarıl sımsıkı tenim ol, beni bırakma
tut ellerimi benimle ağla, benimle yan
benimle uyu, benimle uyan
birlikte çıkalım dağlara bak yayla zamanı
ben munzur suyu olayım, sen teyran
sen nisan ol, ben haziran...
ben küçük bir pınar, sen çağlayan
akıp gidelim koyun koyuna...
Sen yoksan kurur kurnalar
dereler susuz, koyunlar kuzusuz kalır
melemez bir daha ardından koyunlar
kan süzülür kirpiklerden yüreklere
keklikler de ötmez bir daha, turnalar da geçmez buralardan
bir daha koşamam çayır kuşlarıyla, yarışamam deli sularla
bastırıp göğsüme acılarımı küserim yaşama...
Kalk anam kalk Allah aşkına kalk
bulutlar da ağlıyor bak
kalk şiirler dizilsin yollara, türküler dizilsin
eğilsin önünde kavak ağaçları, akakasyalar
selama dursun çiçekler
yaşamın adı sensin, senin adın yaşam
düşersem omuzuna
üşürsem yüreğine yaslanayım
tut ellerimi sevinçlere yürüyellim anne
nasıl taşıdıysan beni dokuz ay karnında
ben sırtımda taşıyayım seni bir ömür...

Ah! nazlı anam
uzansam
dokunabilir miyim? yüreğindeki incinmişliklere
durdurabilir miyim? zamanı
gözlerinin içindeki yaşları öpebilir miyim?
anlayabilir miyim? yaşamı ve ölümü
anlatabilir miyim? acının dayanılmazlığını
yaşamın umursamazlığını
kim dinler beni...
Ey benim dağ dağ kalbime gömdüğüm nazlım
benki, düşleri ıssız nehirlere akan o küçük çocuğum daha
kar yağıyor, rüzgar uğultuları dışarda
al sıcaklığına sar beni, üşüyorum
ya gece, gecede üşür mü anne
kimsesiz kalınca
bırakıp gitme n’olur

Ben başımı nasıl taşlara çalmazım dağlar oy
gözyaşımı nasıl çaylara salmazım dağlar oy
ah komşular komşular hele deyin
ya ben nasıl, ya ben nasıl ağlamazım dağlar oy...

Sizin hiç anneniz öldü mü? Benim öldü!

Sizin Hiç Anneniz Öldü mü? Benim Öldü

Kalk anam kalk, Allah aşkına kalk
bak mevsim umut mevsimi
papatya mevsimi, gül mevsimi
mevsim bahar
dağlar kar
suların coşup taştığı zamandır...
Kalk yarasına merhem olduğum kalk
ben geldim uyan da bir bak
yatma öyle sessiz, öyle nefessiz n’olur
yatma öyle çaresiz
aç gözlerini yaşadığını bileyim
gülersen güleyim
ağlarsan gözyaşını sileyim
oynat kirpiklerini bulutlar uçsun gözlerinde
bahar yağmurları yıkasın saçlarını
ölmek gerekiyorsa ben öleyim...
Kalk anam kalk, Allah aşkına kalk
ben geldim uyan da bak
kime bu nazın, kime bu küsün
bu inat niye
konuş benimle, Allah aşkına konuş
yatma öyle sessiz, öyle nefessiz kurban olduğum
bir ses ver, bir nefes
yaşadığını bileyim...
Kalk anam kalk, Allah aşkına kalk
ben geldim uyan da bir bak
saklandığımız kovuklarda
şidetli yağmurlar yağsın yine
rüzgarlar essin, fırtınalar kopsun, şimşekler çaksın
koynuna al beni, sarıl sımsıkı
başımı göğsüne yaslayayım
yeneyim bütün korkularımı
ve sen beni hiç bırakma, bıkma n'olur
Koynuna al yine,
sarıl sımsıkı üşüyorum
korkuyorum yıldızlar uykuya yattığında
tut elimden güneşe götür beni
saçları sümbül anam, yanağı gül anam
sayki, küçük bir çocuğum daha hiç büyümedim
şimdi ben ne yaparım, nereye giderim
kime gösteririm kanayan dizlerimi...
Uyan anam bak sümbül vakti, gül vakti
bin hayat tomurcuğu umuda kızarır dallarda
usul, ağır, yorgun uyuyor bedenin
ah ne kadarda güzelsin anam
uyan kurban olduğum uyan da bir bak
rüzgar vakti dağlarda, sevda vakti...
Tut elimden kırlara gidelim
beyaz papatyalar toplayayım sana
düşersen yalnız kalırım
gidersen öksüz
taşıyamaz yüreğimin ağrısını hiç bir beden...
Kalk Allah aşkına kalk
böyle yapayalnız boynu bükük koma beni
senin sıcaklığından ayrı, sevginden uzak
kime koşarım, nasıl yaşarım böyle bir başıma
teninin kokusunu özledim anne, sımsıcak nefesini
yavrum diyen o nazlı yumuşacık sesini
hadi uyan canyoldaşım, gözbebeğim
sarı gülüm, altın kalplim, iyilik meleğim
gözlerime acılar yağdıran
kalk ki, yine türküler söyleyeyim sana
Ey dağlar taşlı dağlar
başı telaşlı dağlar
ben anamı yitirdim
gözlerim yaşlı dağlar
Bağların gülü kaldı
gamlı bülbülü kaldı
ah komşular komşular
ben annemi yitirdim
boynum bükülü kaldı
Kalk anam kalk Allah aşkına kalk
sensiz bu yürek nasıl dayanır
derdini kalem olup yazmaya, dil olup söylemeye
sana sarılmayı özledim, nazlanıp darılmayı
kanayan gözlerimde sızılar akıyor bak
kırmızı yağmurlar yağıyor üzerime
ıslanıyor sensiz kalan yanım
hadi uyan yüreğini öptüğüm
koma beni buralarda yalnız
bırakıp gitme
yıkılırım
kahrolurum
bir kez değil, her gün bin kez ölürüm...
Sarılki
kokun sinsin tenime anne
sevgin işlesin yüreğime
bu yalancı dünyada kimim varki senden başka
gözlerimden öpecek, üstümü örtecek
karanlık soğuk gecelerde...
Kalk anam Allah aşkına kalk
karanlık çöküyor bak goncagül sevinçler üstüne
boynunu büküyor yaşam
yaralı ceylanlar meliyor uzak dağbaşlarında
turnalar da geçmiyor artık
kalk Allah aşkına kalk
sen bir maral ol, ben ceylan
dağlar gökkuşağı olsun, ovalar seyran
Sarıl sımsıkı tenim ol, beni bırakma
tut ellerimi benimle ağla, benimle yan
benimle uyu, benimle uyan
birlikte çıkalım dağlara bak yayla zamanı
ben munzur suyu olayım, sen teyran
sen nisan ol, ben haziran...
ben küçük bir pınar, sen çağlayan
akıp gidelim koyun koyuna...
Sen yoksan kurur kurnalar
dereler susuz, koyunlar kuzusuz kalır
melemez bir daha ardından koyunlar
kan süzülür kirpiklerden yüreklere
keklikler de ötmez bir daha, turnalar da geçmez buralardan
bir daha koşamam çayır kuşlarıyla, yarışamam deli sularla
bastırıp göğsüme acılarımı küserim yaşama...
Kalk anam kalk Allah aşkına kalk
bulutlar da ağlıyor bak
kalk şiirler dizilsin yollara, türküler dizilsin
eğilsin önünde kavak ağaçları, akakasyalar
selama dursun çiçekler
yaşamın adı sensin, senin adın yaşam
düşersem omuzuna
üşürsem yüreğine yaslanayım
tut ellerimi sevinçlere yürüyellim anne
nasıl taşıdıysan beni dokuz ay karnında
ben sırtımda taşıyayım seni bir ömür...

Ah! nazlı anam
uzansam
dokunabilir miyim? yüreğindeki incinmişliklere
durdurabilir miyim? zamanı
gözlerinin içindeki yaşları öpebilir miyim?
anlayabilir miyim? yaşamı ve ölümü
anlatabilir miyim? acının dayanılmazlığını
yaşamın umursamazlığını
kim dinler beni...
Ey benim dağ dağ kalbime gömdüğüm nazlım
benki, düşleri ıssız nehirlere akan o küçük çocuğum daha
kar yağıyor, rüzgar uğultuları dışarda
al sıcaklığına sar beni, üşüyorum
ya gece, gecede üşür mü anne
kimsesiz kalınca
bırakıp gitme n’olur

Ben başımı nasıl taşlara çalmazım dağlar oy
gözyaşımı nasıl çaylara salmazım dağlar oy
ah komşular komşular hele deyin
ya ben nasıl, ya ben nasıl ağlamazım dağlar oy...

Sizin hiç anneniz öldü mü? Benim öldü!

24 Ocak 2013 Perşembe

Selçuk Yöntem - Sevmek Neymiş Birgün Anlarsın



 Uykuların kaçar geceleri
 Bir türlü sabah olmayı bilmez
 Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
 Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
 Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
 Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık
 Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın
 Onun unutamadığın hayali
 Sigaradan derin bir nefes çekmişcesine dolar içine
 Sevmek neymiş birgün anlarsın

 Birgün anlarsın aslında herşeyin boş olduğunu
 Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin
 Gün gelirde sesini bir kerecik duymak için
 Vurursun başını soğuk taş duvarlara
 Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın
 Duyarsın
 Ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın
 Sevmek neymiş birgün anlarsın


 Birgün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin
 Niçin yaratıldığını
 Bu igrenç dünyaya neden geldiğini
 Uzun uzun seyredersinde aynalarda güzelliğini
 Boşuna geçip giden yıllarına yanarsın
 Dolar gözlerin için burkulur
 Sevmek neymiş birgün anlarsın

 Birgün anlarsın sevilen dudakların
 Sevilen gözlerin erişilmezliğini
 O hiç beklenmeyen saat geldi mi
 Düşer saçların önüne ama bembeyaz
 Uzanır gökyüzüne ellerin
 Ama çaresiz, ama yorgun, ama bitkin
 Bir zaman geçmiş günlerin uykusuna dalarsın
 Sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler acı
 Sevmek neymiş birgün anlarsın

 Birgün anlarsın hayal kurmayı
 Beklemeyi
 Ümit etmeyi
 Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
 Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi
 Lanet edersin yaşadığına
 Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın
 O zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden

 SENI SEVDIĞIMI BIRGÜN ANLARSIN

Selçuk Yöntem - Sevmek Neymiş Birgün Anlarsın



 Uykuların kaçar geceleri
 Bir türlü sabah olmayı bilmez
 Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
 Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
 Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
 Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık
 Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın
 Onun unutamadığın hayali
 Sigaradan derin bir nefes çekmişcesine dolar içine
 Sevmek neymiş birgün anlarsın

 Birgün anlarsın aslında herşeyin boş olduğunu
 Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin
 Gün gelirde sesini bir kerecik duymak için
 Vurursun başını soğuk taş duvarlara
 Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın
 Duyarsın
 Ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın
 Sevmek neymiş birgün anlarsın

22 Ocak 2013 Salı

Sen ve Ben

Bu sevdânın üstünden nice yazlar geçti,
Bir fotoğrafın kaldı geriye gülüşlerinden
Nasıl vurdumduymaz, nasıl umursamaz olabiliyorsun böyle?
Niçin anlamak istemiyorsun beni?
Derin bir bakış düşüverdi yere düşlerimden.
Ellerim kırışmış, duygularım karışmış, masam darmadağınık.
Yitirmiş anlamını kelimelerim...
Dilimden dökülen her söz, oluyor çığlık.
Dünler yıprattı beni, bu yüzden bakışlarım pısırık,
Aynı ben değilim ben!


Fotoğraf YediYedi.com sitesinden alınmıştır.


Hatırlar mısın bilmem, o piknik kaçamağını.
Ne Ferdi Tayfurlar döktürmüştüm sana.        
  Ne gülüşler koparmıştım senin için, içimden...
            Ne duygular çıkarmıştım yüreğimin derinliklerinden.
  Ya o birlikte dolaşmamıza ne demeli kır-bayır?
Peki ya, balık tutma hikâyesi?
      Balığı tutmuştum tutmasına ama...
       Senin elini tutamamıştım, ne fayda!
                   Cesaret edip söyleyememiştim aşkımı sana.
                                          Bu hasret, mazinin tozlu yapraklarını doldurdu ceplerime.
                           Her zamankinden daha çok arar oldum gözlerini.
     Hasretlik bana göre değil arkadaş...
                                        Aldı savurdu düşüncelerimi sokak aralarına, sayfa sayfa...
Aynı ben değilim ben!

Göremezsin, bakma, şimdi yok gözlerimde mutluluk!
Bütün kabahat bende sakın duyma sen suçluluk.
Sana gülüm demedim, kızarsın, bir gün solarsın diye...
Sana "gülüşüm" de diyemedim ne çâre.
Ayakkabılarımı eskittim dağ başlarında,
Düşüncelerimi gökyüzüne savurdum,
Belki de yağmura karışıp, düşüverir avuçlarına, yıllanmış sevgim.
Belki de ayağına takılıverir yalnızlığım,
Düşüverirsin.
Yarısını kendine saklayıp, diğer yarısına da beni doldurursun belki de körpecik yüreğinin..
Belki de sen de yazarsın beni yüreğine, tükenmez kalemle, benim seni yazdığım gibi.
Bak...
Hayallerim de yoruldu artık, düşünemiyorum.
Hadi diyelim ki ben aynı benim, değişmedim.
Peki ya, sen aynı sen misin?

Sen ve Ben

Bu sevdânın üstünden nice yazlar geçti,
Bir fotoğrafın kaldı geriye gülüşlerinden
Nasıl vurdumduymaz, nasıl umursamaz olabiliyorsun böyle?
Niçin anlamak istemiyorsun beni?
Derin bir bakış düşüverdi yere düşlerimden.
Ellerim kırışmış, duygularım karışmış, masam darmadağınık.
Yitirmiş anlamını kelimelerim...
Dilimden dökülen her söz, oluyor çığlık.
Dünler yıprattı beni, bu yüzden bakışlarım pısırık,
Aynı ben değilim ben!

Bu Aşk da Solladı Beni...

Fotoğraf YediYedi.com sitesinden alınmıştır.

Bu aşk da solladı beni.
Gitti ardına bile bakmadan.
Şakaklarımda çiğ damlaları bıraktı.
Aciz vücudumu bir köşe başına fırlattı.
Kuruttu nehirlerimi daha akmadan.

Bu aşk da solladı beni.
Sinyal bile vermeden
Ve
Gidiyorum demeden
Kayboluverdi görünürlerden.


Bu aşk da solladı beni.
Sormadı köşe başlarında niçin beklediğimi.
Bardaktan boşalırcasına yağan bir yağmurda...
aşkı beklerken sırılsıklam olduğumu söylemeden...
ağzımı kapattı.
Bu aşk da solladı beni...
Çok kötü solladı.

Bu Aşk da Solladı Beni...

Fotoğraf YediYedi.com sitesinden alınmıştır.

Bu aşk da solladı beni.
Gitti ardına bile bakmadan.
Şakaklarımda çiğ damlaları bıraktı.
Aciz vücudumu bir köşe başına fırlattı.
Kuruttu nehirlerimi daha akmadan.

Bu aşk da solladı beni.
Sinyal bile vermeden
Ve
Gidiyorum demeden
Kayboluverdi görünürlerden.

21 Ocak 2013 Pazartesi

Turizm'dir Mesleğim

Turizm'dir mesleğim,
Güleryüzdür görevim.
Gece gündüz çalışır,
Harekettir bereketim.

Uluslararasıdır hedefim.
Ama vatandaşımdır önceliğim,
Ayşe, Fatma, Hasan, Mustafa
Sizleride beklerim.


İşletmenin öz kişiliği,
Sevmektir mesleğini.
Yarınlardır geleceği,
Yine bekleriz derken.

Güzel anılarınızı bırakırken,
Hatırlanmak isteriz.
Size hoşçakalın derken,
Yeniden bekleriz.


Türkan Yakın

Turizm'dir Mesleğim

Turizm'dir mesleğim,
Güleryüzdür görevim.
Gece gündüz çalışır,
Harekettir bereketim.

Uluslararasıdır hedefim.
Ama vatandaşımdır önceliğim,
Ayşe, Fatma, Hasan, Mustafa
Sizleride beklerim.

15 Ocak 2013 Salı

Üç Günlük Ömür

“Ben bir kelebek üç günlük ömrüm
Kırda aradığım çiçeğim sensin
Geçti bu ömrüm karla boranla
Kaybolan baharım güneşim sensin! ..'

Üç günlük ömür de üç günlük soluktu aşkımız
Sularca özgür olup akamadık yatağımız da…
Dağ doruklarına erdiremedik sevdamızı..


Mutlulukları azad ettik kendimizden
Sabaha uzak gecelere bıraktık sözlerimizi
Karanlıkların içinde kaldı türkümüz
Çığlığımız nafile artık..
Beyhude ömür tükeniyor bak…
Üçüncü gününe geldik hayatın..

Üç Günlük Ömür

“Ben bir kelebek üç günlük ömrüm
Kırda aradığım çiçeğim sensin
Geçti bu ömrüm karla boranla
Kaybolan baharım güneşim sensin! ..'

Üç günlük ömür de üç günlük soluktu aşkımız
Sularca özgür olup akamadık yatağımız da…
Dağ doruklarına erdiremedik sevdamızı..

2 Ocak 2013 Çarşamba

Facebook HD kapak fotoğrafları 2#

İlk paylaşımlarımızdan "Facebook HD kapak fotoğrafları" büyük ilgi gördü ve sürekli yeni kapakların yayınlanmasını istedi.Bizde Facebook Hd kapak fotoğrafları #2 yi yayınladık.
# Kapak resimlerinin üzerine tıkladığınızda orjinal boyutları ile gözükecektir.
Kaynak: YediYedi.com





Facebook HD kapak fotoğrafları 2#

İlk paylaşımlarımızdan "Facebook HD kapak fotoğrafları" büyük ilgi gördü ve sürekli yeni kapakların yayınlanmasını istedi.Bizde Facebook Hd kapak fotoğrafları #2 yi yayınladık.
# Kapak resimlerinin üzerine tıkladığınızda orjinal boyutları ile gözükecektir.
Kaynak: YediYedi.com